Prof. Dr. Suat Doğancı Fazla Kilo mu Yoksa Lipödem mi?
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Suat Doğancı, obezite ve bölgesel yağlanma ile kolaylıkla karıştırılabilen “lipödem” hastalığı hakkında merak edilenleri yanıtlıyor. Lipödemin erken teşhisinin önemine dikkat çeken Doğancı, bacaklarda ve kollarda aşırı yağ birikmesi ile kendini gösteren bu tıbbi durumun tanı ve tedavi yöntemlerini MAG Okurları için anlatıyor.
Birçok kadının günlük yaşamını etkileyen, sık görülen ancak az bilinen “lipödem” hastalığını anlatır mısınız? Lipödem nedir, neden olur ve nasıl teşhis edilir?
Lipödem yaşam boyu devam eden, beraberinde pek çok problemin eşlik edebildiği, bacaklarda ve bazen kollarda, tedavi edilmezse ilerleyen simetrik genişlemelere yol açan bir yağ depolama hastalığıdır.
Lipödem genellikle kadınlarda puberte (ergenlik dönemi), hamilelik, doğum sonrası, menopoz gibi hormonal değişimlerin olduğu dönemlerde ilerleme gösteren bir hastalıktır. Cinsiyet hormonlarından dolayı kadınlarda daha fazla görülse de hipogonadizmli ve hiperöstrojenizmli erkeklerde de görülür. Ayrıca obezite, yetersiz beslenme, hareketsizlik ve stres gibi yaşam tarzı faktörleri de lipödem riskini artırabilir.
Kalça, uyluk, alt bacaklar ve bazen de kollarda görülen, yağ ve sıvı birikmesiyle anormal şişliklerin görüldüğü bir hastalıktır. Lipödem teşhisi koymak için birden fazla faktörü dikkate almak önemlidir. Bu yüzden, bir doktora danışmak en doğru ve güvenilir yol olacaktır. Lipödem tedavisi genellikle semptomları hafifletmeye yöneliktir ve tedavi planı, hastanın semptomlarının şiddetine ve yaşam kalitesine dayanır.
Lipödem hastaları size hangi şikayetlerle başvuruyorlar? Bu rahatsızlık hastaların yaşamını nasıl etkiler?
Hastalar, şişlik, çukur bırakmayan ödem, ekimoz oluşumu (kanın cilt altına sızması), sıkılık, ağırlık, ağrı ve rahatsızlık hissi ile başvuruyorlar. Yağ dağılımına göre 5 farklı tipe ayrılan bu hastalık; (Tip 1) kalça kemiği (pelvis) ve kalçalar, (Tip 2) kalçadan dize kadar, (Tip 3) kalçadan ayak bileğine kadar, (Tip 4) kollar ve (Tip 5) alt bacak olarak görülmektedir.
Lipödem, hayatın her dönemini etkileyen bir hastalıktır. Eğer bu hastalıkla mücadele edilmezse ilerleyerek bacaklarda şekil bozuklukları gibi sorunlara yol açar ve tedavi geciktikçe işin içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Lipödemin sıklıkla obeziteyle karıştırıldığı biliniyor. Lipödem ve obezite arasındaki farklar nelerdir?
Evet, lipödem günlük hayatta sıklıkla lenfödem ve obezite ile karıştırılmaktadır. Lenfödemin ayırıcı tanısında stemmer bulgusu gözlenir. Obezitede ise lipödemden farklı olarak, ekstremitelere kadar gövdede de orantılı yağ birikimi gözlenir ve kolaylıkla gitmeyen kilo problemi vardır. Lipödem, genellikle kadınlarda ortaya çıkar ve hormonal değişikliklerle ilişkilendirilir. Obezite ise her iki cinsiyeti de etkileyebilir ve genellikle kilo alımı ve enerji dengesiyle ilişkilidir. Özetle; yağ dağılımı, hormonal bağlantı, genetik etki, bölgesel şişkinlik gibi belirtilerdeki farklılıklar iki durum arasındaki farkı da göstermektedir. Her iki sorunu da doğru şekilde teşhis etmek ve tedavi etmek için bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.
Selülit ve lipödem arasında nasıl bir ilişki var?
Selülit genellikle cilt dokusun yapısal değişiklikleriyle ilişkilendirilirken, lipödem ise hormonal faktörler ve genetik yatkınlık gibi etkenlerle ilişkilendirilmektedir. Selülit genellikle kozmetik bir sorun olarak kabul edilirken, lipödem daha ciddi semptomlara ve rahatsızlıklara neden olabilir.
Tedavi açısından da farklılıkları vardır. Selülit genellikle cilt görünümünü iyileştirmeye yönelik tedavilere, egzersiz ve düzenli beslenme gibi yaşam tarzı değişikliklerine yanıt verebilir. Lipödem tedavisi ise genellikle semptomları hafifletme ve ağrıyı kontrol etme hedefiyle yönetilir. Bu tedavi seçenekleri arasında kompresyon giysileri, lenfatik drenaj masajı, egzersiz, beslenme düzeni ve gerektiğinde cerrahi müdahale yer alabilir.
Sonuç olarak, selülit ve lipödem farklı durumlar olsa da birbirlerine benzerlikler gösterebilirler. Her iki durum da doğru tanı ve tedavi yaklaşımı gerektirir.
Lipödem kilo vermeye dirençli bir hastalık mıdır? Kilo verilmesine rağmen şişliklerin geçmemesi mümkün müdür?
Lipödem, kilo verme güçlüğüyle belirgin olan bir hastalıktır. Vücudun belirli bölgelerinde anormal yağ birikimi ile karakterizedir. Lipödem, obezite veya kilo alımıyla ilişkili olmayan bir durumdur. Bu nedenle, kilo vermeye çalışırken lipödemli hastalar genellikle zorluklarla karşılaşır. Standart kilo verme yöntemleri, lipödemli bölgelerdeki yağları etkilemeyebilir veya azaltmada yetersiz kalabilir. Lipödemli hastaların kilo verme süreci daha karmaşık olabilir ve profesyonel tıbbi destek gerekebilir. Bu nedenle, lipödem kilo vermeye dirençli bir hastalık olarak kabul edilebilir. Lipödemli hastalar kilo vermeye çalıştıklarında ek zorluklarla karşılaşabilirler.
Lipödemli hastalarda kilo verme süreci şişliklerin tamamen geçmesine yetmeyebilir. Lipödemde, anormal yağ birikimi yanında dokularda da su ve lenf birikimi de olabilir. Bu nedenle, kilo verme sadece yağ dokusunu azaltmaya yardımcı olabilirken, şişliklerin tamamen ortadan kalkması için ek tedavilere ihtiyaç duyulabilir.
Lipödem nasıl tedavi edilir?
Lipödem tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Aksi takdirde hastalık kademeli olarak devam edecektir. Gerek duyulduğunda liposuction gibi cerrahi müdahaleler yapılır. Bunun dışında sağlıklı diyet programı uygulamak, fiziksel aktivite ve egzersizi arttırmak, manuel lenfatik drenaj ve kompleks dekonjestif tedavi uygulamak, cilt bakımı ve enfeksiyonlardan korunma, bası giysileri kullanma gibi yöntemler ile kavitasyon ve fragmantasyon metotları (ESWT vb.) da tedaviyi desteklemektedir.
Her ne kadar lipödemli kadınlarda hipertansiyon ve diyabet, kardiyovasküler hastalık ve hiperlipidemi daha düşük oranlarda bildirilse de; tedavi edilmediğinde ve ilerlediğinde, lipolenfödem, vücut kütlesi ve yükün artmasıyla birlikte, hipertansiyon, diyabet, kalp yetmezliği, eklem sorunları, anksiyete, depresyon ve yeme bozuklukları gibi pek çok fiziksel, metabolik ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
Lipödem egzersiz ve diyetle engellenebilir mi?
Lipödem genetik bir yapıya sahiptir ve kalıtımsal olarak hastalarda görülmektedir. Daha önce de söylediğim gibi kadınlarda çocuklukta adet döneminde başlayarak, gebelik ve menopoz dediğimiz hormon denge değişiklik dönemlerinde artış gösterir. Bu yüzden sadece egzersiz ve diyetle engellenemez. Aynı zamanda sadece spor ya da sadece diyet de olmaz. Hastamız eğer sağlıklı beslenmiyorsa spor yapmasının da bir yararı olmayacaktır. Hastalığın ilerlememesi ve tedavi sürecine de destek olması için dengeli ve sağlıklı bir beslenme ile düzenli ve doğru egzersiz yapmak çok önemlidir.
Lipödem hastalığının cerrahi tedavisi hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?
Lipödem hastalığında cerrahi yaklaşımlar olarak liposuction ve lazer-asiste lipoliz ana yöntemlerdir. Cerrahi tedavi olarak lenfatiklere hasar vermeyecek şekilde ince kanüllerle mikro-kanüller liposuction ve lazer-asiste liposuction önerilmektedir. Bu tedavide yağların alınması hastanın şikayetlerini azaltırken, hayat kalitesini de arttıracaktır. Tedavilerin başarısı için sonrasında komplet dekonjestif terapi (KDT) ve bası giysilerinin giyilmesi de önemlidir.
Cerrahi tedavinin ardından hastalığın tekrarlama olasılığı var mıdır?
Burada cerrahi tedaviden kastımız liposuction oluyor; ancak, göz ardı etmememiz gereken en önemli konu şu; liposuction yaptırdığınızda mevcutta biriken yağları aldırırsınız. Gelecekteki birikecek yağları aldırma şansınız olmayacağı için ve bu hastalarda yağlanma metabolizmadan kaynaklı içeride devam ettiğinden sadece cerrahi müdahale, sorunu çözmeyecektir. Altında yatan sebep devam ederken ve siz bu hastalıkla alakalı beslenme ve spor düzeninizi oturtmadıysanız cerrahi tedavi ile günü kurtarırsınız. Bundan sonraki süreçte hastalığın tekrarlama olasılığı yüksektir.
Lipödem hastalığına sahip bireyler için destekleyici bir yaşam tarzı nasıl oluşturulabilir?
Lipödemli bireyler için dengeli, besleyici bir beslenme planı oluşturmak önemlidir. Ayrıca düzenli egzersiz, tedavinin bir parçası olmalıdır; ancak, aşırı zorlayıcı egzersizlerin lipödemli bölgelerde daha fazla şişliğe neden olabileceği unutulmamalıdır. Uzman bir fizyoterapist veya egzersiz uzmanından destek alınmalıdır. En çok tavsiye edilen egzersiz; bir uzman eşliğinde yapılan pilatestir.
Bununla birlikte lipödemli hastalarda kompresyon giysileri kullanmak, lenf drenajını destekleyerek şişlikleri azaltabilir. Diğer yandan lenf drenaj masajı da ödem ve lenf birikimini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu masajın bir uzman tarafından yapılması gerekmektedir. Ayrıca radyo frekans, vakum uygulamaları ve ESWT diye bilinen ses dalgaları ile fragmantasyon yöntemleri tedavinin önemli parçalarını oluşturmaktadır.
Lipödemli hastaların duygusal sağlığına da dikkat etmesi gerekir. Lipödem fiziksel ve kozmetik etkileri nedeniyle kişinin öz güvenini ve kendine saygısını etkileyebilir. Destek gruplarına katılmak, danışmanlık almak veya sosyal destek bulmak, bu zorluklarla başa çıkmada önemlidir.
Sonuç olarak, lipödem hastalığına sahip bireyler için destekleyici bir yaşam tarzı oluşturmak, kilo verme ve ödem yönetimi konularında yardımcı olabilir.