Prof. Dr. K. Turgay Akgül: Erkekler Venüse Kadınlar Marsa
Cinsel tepki döngüsünün dört aşamasını açıklayan Prof. Dr. K. Turgay Akgül, orgazm sırasındaki kadın ve erkek bedeninin fizyolojik farklarını açıklıyor.
Cinsellik, insanların biyolojik, duygusal, sosyal ve psikolojik yönlerini içeren karmaşık bir konsepttir. Birçok farklı boyutu içerir ve kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir. Erkek ve kadınlar arasındaki cinsellikle ilgili var olan bazı temel noktalarla başlayalım.
Erkekler ve kadınlar biyolojik olarak farklıdır. Erkekler genellikle daha fazla testosteron hormonuna sahip iken, kadınlar östrojen ve progesteron gibi hormonlara daha fazla sahiptir. Bu hormonlar cinsel dürtüler ve fiziksel özellikler üzerinde etkilidir. Hem erkekler hem de kadınlar cinsel dürtülere ve cinsel isteğe sahiptir; ancak, bu istekler bireyden bireye farklılık gösterebilir. Cinsel istek; hormonlar, duygusal durum, ilişki durumu ve çevresel faktörler gibi birçok etkene bağlı olarak değişebilir.
Cinsellik sırasında erkeklerde ve kadınlarda farklı fiziksel tepkiler görülebilir. Erkekler genellikle cinsel organlarında ereksiyon yaşarken, kadınlar vajinal ıslanma gibi tepkiler gösterebilir. Cinsel tepki döngüsünün dört aşaması vardır: Heyecan, plato, orgazm ve gevşeme. Zamanlama genellikle farklı olsa da hem erkekler hem de kadınlar bu aşamaları yaşar. Örneğin; her iki partnerin de aynı anda orgazma ulaşması pek olası değildir. Ayrıca, tepkinin yoğunluğu ve her aşamada geçirilen süre kişiden kişiye değişir. Erkekte ilk olay olan cinsel organda ereksiyon, damarlarda genişleme ve cinsel organa artan kan akışı ile oluşur. Ereksiyon; görsel, kokusal veya imgesel uyaranlarla ya da spinal refleks mekanizmalarını harekete geçiren genital uyaranlarla başlatılan bir refleks yanıttır.
Orgazm; hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşanan bir olaydır. Orgazm, cinsel uyarının zirveye ulaştığı, yoğun zevk hissedilen bir deneyimdir. Bu sırada vücutta kasılmalar, nabız hızında artış ve genel bir rahatlama yaşanabilir. Kadınlarda, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin birleşimi sonucunda gerçekleşen bu deneyim, cinsel tatmini sağlar. Orgazmın nasıl yaşandığı, kadından kadına değişebilir ve çeşitli faktörler bu deneyimi etkileyebilir.
Kadınlarda orgazm hakkında bazı temel bilgilere bakalım.
Orgazm, cinsel uyarılmanın arttığı ve yoğunlaştığı bir sürecin sonucunda meydana gelir. Genital bölgedeki kaslar ritmik bir şekilde kasılır, kalp atışı hızlanır ve hoş bir his deneyimlenir. Kadınlar genellikle klitoral ve vajinal olmak üzere iki farklı tip orgazm yaşayabilir. Klitoral orgazm, klitorisin yoğun şekilde uyarılması sonucunda gerçekleşirken, vajinal orgazm daha çok vajina içi uyarılma ile ilişkilendirilir. Rahatlık, güvende hissetme, partnerle duygusal yakınlık, cinsel fantezi gibi psikolojik faktörler kadınlarda orgazmı etkileyebilir. Stres, kaygı veya partnerle iletişim eksikliği gibi negatif faktörler ise orgazmı zorlaştırabilir.
Kadınlar genellikle kısa bir süre içinde ardı ardına orgazm yaşayabilirken, bu süreç kişiden kişiye değişebilir. Bazı kadınlar bir orgazm sonrası hemen bir sonrakini yaşayabilirken, diğerleri için daha uzun bir dinlenme süresi gerekebilir.
Kadının kendi bedenini ve cinselliğini tanıması, cinsel tercihlerini anlaması, rahat hissetmesi ve bu konuda partneriyle açık iletişim kurabilmesi, orgazm deneyimini olumlu yönde etkileyebilir. Unutulmaması gereken bir diğer nokta, her kadının cinsel deneyiminin farklı olabileceğidir. Eğer bir kadın orgazm yaşama konusunda sorun yaşıyorsa, bir uzman doktordan yardım almak faydalı olabilir.
Erkek orgazmı ise tipik olarak cinsel uyarılma ve uyarılma sırasında ortaya çıkan fizyolojik ve psikolojik bir tepkidir. Genital bölgede ve tüm vücutta bir dizi zevkli his ve kasılma ile karakterizedir. Şimdi de erkek orgazmının nasıl çalıştığına bir bakalım.
Uyarılma süreci; fiziksel, görsel, işitsel veya psikolojik olabilen cinsel uyarılma ile başlar. Bu uyarılma, cinsel istek ve işlevde çok önemli bir rol oynayan testosteron gibi hormonların salınımını tetikler. Uyarılma arttıkça penis kanla dolar ve ereksiyona yol açar. Bu durum cinsel aktivite sırasında birleşmeye izin verir. Heyecan aşamasını, cinsel gerilimin artmaya devam ettiği bir plato aşaması izler. Solunum hızı, kalp atış hızı ve kan basıncı artar, vücut orgazma hazırlanır. Orgazm evresinde cinsel hazzın zirvesine ulaşılır. Penis tabanı ve prostat bezi etrafındaki kaslar da dahil olmak üzere pelvik kasların ritmik kasılmaları ile belirgindir. Bu kasılmalar meniyi üretradan ve penisten bir dizi fışkırtma halinde dışarı iter. Eş zamanlı olarak, yoğun zevk ve salıverme duyguları yaşanır.
Kadın ve erkeklerin orgazm deneyimleri fizyolojik ve duygusal olarak farklılık gösterebilir.
Fizyolojik Farklar:
- Erkeklerde orgazm, penisin uyarılması sonucu gerçekleşirken, kadınlarda vajinal, klitoral veya G noktası stimülasyonu ile meydana gelebilir.
- Orgazm sırasında erkeklerde genellikle pelvik kaslarla birlikte boşalma da yaşanırken, kadınlarda vajinal kaslarda ve pelvik kaslarda ritmik kasılmalar görülebilir.
- Erkeklerin orgazmı genellikle daha hızlı gerçekleşir ve daha kısa sürer. Kadınların orgazmı daha uzun bir süreye yayılabilir ve daha fazla uyarı gerektirebilir.
- Erkeklerin orgazm sonrası bir “refrakter periyot” yaşaması yaygındır. Bu dönemde yeniden cinsel uyarılma ve orgazm yaşanması zorlaşabilir. Kadınlarda refrakter periyot daha az belirgin olabilir, bu nedenle bazı kadınlar ardışık orgazmlar yaşayabilir.
- Kadınların orgazmı daha çok duygusal ve psikolojik faktörlere bağlı olabilir. Rahatlama, güven, rahatlık gibi etkenler kadınların orgazmını etkileyebilir. Erkeklerin orgazmı daha çok fiziksel uyarıya dayalı olabilir.
- Kadınların orgazmı, çeşitli stimülasyon teknikleri (klitoral, vajinal, G noktası gibi) kullanılarak farklı yollarla tetiklenebilir. Erkeklerde orgazm genellikle penis uyarımına dayalı olarak gerçekleşir.
Sağlıklı iletişim, rıza ve saygı temelinde kurulan ilişkiler cinselliğin sağlıklı bir parçasıdır. Erkekler ve kadınlar arasındaki cinsellik karmaşık ve çok yönlü bir konsepttir. Unutmayalım ki; her bireyin cinsel deneyimi kendine özgüdür ve biyolojik, psikolojik, duygusal ve sosyal faktörlerden etkilenebilir.