Prof. Dr. Ayşe Banu Çaycı: Kolajenin Sihri
Cildin sıkılığı, esnekliği, kemiklerin gücü, saç dökülmeleri gibi birçok alanda etkisi bulunan kolajen üretiminin, yaşla birlikte azaldığını ve desteklenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ayşe Banu Çaycı, kolajene dair merak edilenleri MAG Okurlarına özel olarak ele alıyor…
Son günlerin sihirli kelimesi “kolajen” nedir? Niçin kullanılır?
Kolajen maalesef ki yaş aldığımız süre boyunca üretiminin azalması nedeniyle desteklenmesi gereken protein kökenli bir molekül. Desteklenmeli, çünkü cildin sıkılığı, cildin esnekliği, eklemlerin daha esnek olması, kemiklerin güçlenmesi, saç dökülmeleri ve saç zayıflıkları gibi birçok alanda etkisi bulunmaktadır.
Kolajenin Molekül Hali
Kolajene molekül olarak bakacak olursak, üç yüz ila dört yüz kilodalton ağırlığında bir molekül ağırlığına sahip. Bu nedenle biyoyararlanım anlamında doğal formundan ziyade özellikle hidrolize kolajen olarak kullanılmaktadır. Hidrolize kolajen ise doğal kolajenin bazı işlemler ile peptit halinde ve dalton ağırlığı en minimalize edilerek verilen bir formudur. Bu form sayesinde iki bin daltona kadar indirgenmiş bir molekül ağırlığı sağlayarak üründen maksimum verim alınıyor.
Yirmi dokuz tip kolajen olduğunu biliyor muydunuz?
Kolajenin toplamda bilinen yirmi dokuz tipi bulunmakta. Bunlardan en fazla bilinenlerine bakacak olursak; Tip 1 vücutta en fazla bulunan kolajen çeşididir. Cilt, saç, tırnak, organlar gibi birçok yerde bulunmaktadır. Tip 2 ise genel olarak bağ dokularda ve kıkırdaklarda bulunmaktadır. Eklem sağlığı eklem ağrıları gibi durumlarda tercih edilmektedir. Tip 3 ise kalp, damarlarda ve yine ciltte bulunmaktadır. Damarların esnekliğinden ve kasların güçlü olmasından sorumludur.
Peki, vücuttaki kolajen kaybı neden gerçekleşmektedir?
Tüm bunların yanında kolajen kaybını sadece yaş almak etkilemez; stres, düzensiz beslenme, sigara ve alkol kullanımı, uyku düzensizliği, güneş maruziyeti, yoğun kozmetik ürün kullanımı, bazı ilaç tedavileri ve menopoz gibi birçok faktörün etkilediği bilinmektedir. Kullanım olarak ise kolajenler üç aylık kürler halinde önerilmektedir. Dozaj ise kişinin cildine ve yaşına göre değişebiliyor. Çok fazla alkol ya da sigara kullanımı ya da çok fazla güneş maruziyeti olan ve otuz beş yaş üstü bireylerde on bin mg doz tercih edilirken, daha genç olup ileride yaşanacak kolajen kayıplarının önüne geçebilmek için iki bin beş yüz mg, yedi yüz yetmiş beş mg gibi dozlarda tercih edilebilmekte.
Kolajen ile neler mümkün?
Hem yazın hem kışın hem dıştan hem de içten alacağınız kolajen destekleri ile cildinizin sıkılaşmasını, daha esnek olmasını, yenilenmesini ve nem dengesini sağlarken kırışıklık ve ince çizgi görünümünün de önüne geçebilirsiniz.