MAB+ Mimarlık Kullanıcı Odaklı Mimari Tasarımlar
Sosyal medyada “Mimarın Önerisi” hesabıyla danışmanlık ve projelendirme hizmeti veren ve Feng Shui öğretisinden ilham alarak tasarımlarını hayata geçiren MAB+ Mimarlık kurucusu Merve Akan Büyükergen, MAB+ ofisini nasıl tasarladığını ve bunun ekibine olan katkılarını MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Wroclaw University of Technology ve Selçuk Üniversitesi Mimarlık bölümlerinden mezun oldum. 2012 yılından bu yana profesyonel hayatıma devam ederken 2014-2022 yılları arasında Mimarlar Odası Konya Şubesi yönetiminde görev aldım ve kendi firmamın yanı sıra 2020’de kurduğum “Mimarın Önerisi” Instagram sayfasında danışmanlık ve projelendirme hizmeti veriyorum. 2021 yılında da Feng Shui master’larından eğitim alıp kadim bilgileri, tasarladığım mekânlarda talep doğrultusunda uygulayarak deneyimliyorum.
MAB+ Mimarlık olarak; müşterilerimizin talebi doğrultusunda, kendi gustomuzu da öne sürerek fonksiyonellik ve estetik kriterleri bir arada kullanmaya özen gösteriyoruz. Konut, villa, ofis, otel, mimari projelendirme ve malzeme danışmanlığı gibi birçok alanda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bir mimarın ofisi nasıl olmalıdır?
Hem ilham verici hem de yaratıcılığı, üretkenliği destekleyen, doğal ışık alan, açık planlı ve ferah olması değerli unsurlardır. Kullanıcının temel ihtiyaçlarını gözetip, konfor odaklı olarak doğal ve sürdürülebilir malzemelerle de estetik ve işlevsellik dengesi sağlanmalıdır.
Ofisinizi tasarlarken en çok hangi unsurları göz önünde bulundurdunuz?
Mekânın tam ortasında dezavantaj gibi görünen kolonları avantaja dönüştürerek ekibin konforunu sağlayacak ögeleri tamamlama ve bir araya getirme hedefiyle birlikte, Feng Shui rehberliğinde tasarladık. “Bu ofis nasıl işler, hangi profilde kullanıcıları ağırlar, hangi mesajları vermelidir ve buradan nasıl işler çıkar?” sorularına cevabın arandığı bir tasarımdı.
Ofisinizi işlevsel ve estetik açıdan nasıl dengelediniz?
İyi bir planlama ile. Daha önce hem yurt dışında hem de ülkemizde onlarca mimarlık ofisi gözlemledim. En önemlisi ise kendi iş dinamiklerimiz. Bir mimarın ofisi en başta kendi kimliğini ve işe olan yaklaşımını yansıtmalıdır.
Tasarımınız iş kültürünüzü ve marka kimliğinizi nasıl yansıtıyor?
Detayda güzelliğin olduğunu, güzel mekânlardan iyi işlerin çıktığını ve hep pozitif alanda kalındığını on iki yıldır deneyimliyorum. Mekân kalitesinin, insan davranışı üzerindeki etkileri anlamında onlarca gözlem yaptım. Biz de bunların rehberliğinde özgün bir mekân olması, malzemelerin ilham verici olması üzerine çalıştık.
Her katmanında ayrı bir yılı gördüğümüz İran transferi Avocado sehpa (Arte granit), yılların meydan okuyamadığı desen olan kaz ayağı kabartmalı Shiro Kuramata tasarımı (Gajah) berjerler, Diyarbakır’da emekçi kadınların el işçiliği ile örülmüş primitif tasarımlı sandalyeler (Gajah), bolluğun ve barışın simgesi zeytin ağacı, mekânda derinlik katmanı için kendi tasarımımız geometrik el işçiliği bordo zemin karoları (Nish Tiles), her gelen danışanımızın ilham alması için eski projelerimizden kalan materyallerin sergilendiği materyal köşesi, “Pi” adını verdiğimiz yüksek parlaklıkta giriş konsolu ve deri detaylı sarkıtlarımız (Class Aydınlatma) ofisimizin tasarım temellerini oluşturdu. Kolonların mekâna ve işleve entegrasyonunu sağlamak en önemli mesajı bu ofisin. Detaycılık ve malzemelerin hikâyesi marka kimliğimizi yansıtıyor diyebilirim.
Bu tasarımınızla ofiste geçirdiğiniz süre boyunca üretkenliğiniz ve yaratıcılığınız nasıl etkiledi?
Pozitif yönde. Kullanıcı odaklı tasarımlar aidiyet duygusunu kesinlikle perçinliyor. Yaratıcılık anlamında ise beş duyuya hitap eden bir alan tasarlamanın faydalarını görüyoruz. Hem misafirlerimiz hem de MAB+ ekibi olarak mekânın yaratıcılık ve üretkenlik üzerine olumlu etkisini deneyimleme şansı yakaladığımız için çok mutluyum.