Lüksün Denizlerdeki Tutkusu
Asırlık geçmişinden aldığı güçle dünya süperyat pazarının önemli aktörlerinden biri haline gelen Bilgin Yachts’ın Pazarlama Direktörü Tuğba Şengün Topgül, müşterilerine sundukları eşsiz deneyim ve bunu mümkün kılan üretim süreçleri hakkında sorduğumuz soruları MAG okurları için cevaplandırdı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Tuğba Şengün Topgül, Bilgin Yachts’ın pazarlama direktörüyüm. Bilgin Yachts ailemizle birlikte pazarlama faaliyetlerini yönetiyoruz. Ben tersanemizde ailemizin beşinci jenerasyon üyesi olarak işlerimize devam ediyorum. Markamızı yurt içinde ve yurt dışında en güzel şekilde temsil etmek ise en büyük hedefimiz.
Bilgin Yachts’ın köklü tarihinden ve bugünlere nasıl gelindiğinden bahsedebilir misiniz?
Bilgin Yachts tersanesinin tarihi 1900’lü yılların başlarına kadar dayanır. Küçük çaplı bir aile şirketiyken, bugün dünyaca ünlü bir yat üreticisine dönüşmesinin ardında çok büyük çaba ve emek yatıyor. Tersanenin asıl kurucusu, büyük dedemiz Hüseyin Bey ilk yıllarda Salacak’ta tekne yapımına başladı. O Gelibolu’da yaşamını yitirdikten sonra oğlu Hüseyin Şengün işleri devraldı ve hatta o dönemlerdeki ortağı Harun Ülman ile beraber Mustafa Kemal Atatürk’ü de üretim yerlerinde ağırladılar. 1964’te işin başına geçen Bilgin Şengün ve Mustafa Şengün’den sonra ise Bilgin Yachts büyüme sürecine girmiş oldu. Bugün geldiğimiz noktada, ilk defa Türkiye’de 85 metrelik bir yerli üretime imza atıyoruz. Aynı anda üç adet 80 metrelik yat inşa edebiliyor olmak veya 47 metrelik yatları birbiri peşi sıra sahiplerine teslim etmek bizce büyük bir emeğin meyveleri.
Bilgin Yachts’ın dünya pazarındaki yerini ve Türkiye ekonomisi açısından önemini anlatabilir misiniz?
Türkiye’deki yerli üretimin dünyaya yansıması bizi onurlandırırken, ülkemizi temsil eden birkaç üretici firmadan biri olmak ve hatta en büyük yerli yatı inşa etmek doğrusu bizi gururlandırıyor. Bunun Türkiye ekonomisine etkileri elbette yadsınamazken, imaj olarak da ülkemizi doğru bir şekilde temsil ettiğimize inanıyoruz. Refitini ya da satışını gerçekleştirdiğimiz yatların sahipleri veya temsilcileri ülkemizi ziyaret ediyorlar. Bu anlamda bir nevi turizm elçiliği de yaptığımız söylenebilir. Çünkü West Istanbul Marina’daki konumumuz itibarıyla ilgi çeken ve şehre yakın bir yerdeyiz.
Tersanemizin dünya pazarındaki yerine baktığımızda ise, stratejik olarak doğru bir yerde konumlandığımız söylenebilir. Her yılın sonbahar aylarında düzenlenen Monaco Yacht Show’da geniş bir alan kiralayarak yatlarımızı ve projelerimizi sergiliyoruz. Aynı zamanda 2019 yılı başında Dünya Süperyat Üreticileri Birliği (SYBAss) üyeliğini alarak Türkiye’den birliğe giren ikinci tersane olduk. Bugün dünya pazarında Bilgin Yachts tanınan bir marka halini aldı.
Süperyatlarınız hem detaycı bir tasarım, hem de sofistike bir mühendislik çalışmasının ürünü. Bunu mümkün kılan ekibinizden, ayrıca yurt içi ve yurt dışı iş ortaklarınızdan bahsedebilir misiniz?
Çok iyi bir ekiple çalışıyoruz. Tersanemizde görev alanlar yıllardır bu firmaya ve aileye emek vermiş insanlar. Bunun yanı sıra, yeni mezun olmuş ve heyecanlı çalışanlarımızı da ailemize dahil ederek daha interaktif bir çalışma ortamı elde ettik. Böylece farklı nesiller birbirine katkıda bulunarak ortaya harika bir iş çıkarıyor. Yurt dışından, iç tasarım açısından, H2 Yacht Design’dan destek aldığımız oluyor. Ancak, Türkiye’de de tasarım alanında son yıllarda büyük bir hareketlilik söz konusu. Projelerimizin bir çoğunun dış tasarımında Emrecan Özgün liderliğindeki Unique Yacht Design ile ortaklaşa hareket ediyoruz. Aynı zamanda şirket bünyemizde de bir tasarım ekibimiz mevcut. Bu da işlerimizi hem hızlandırıyor, hem de kolaylaştırıyor. Bu şekilde müşterilerimizle zamanında ve doğru bir iletişim sağlıyoruz.
Müşterinizle kurduğunuz iletişimden ve karşılıklı etkileşime dayanan bu sürecin ne şekilde yürütüldüğünden bahsedebilir misiniz?
Müşterilerimizi her şeyden önce ailemizin bir parçası ve hayat boyu arkadaşlarımız olarak görüyoruz. Bizim işimizde bunu yapabilmek gerçekten önemli, çünkü yat kullanıcılarının neyi, nasıl yapmak istediklerini zaman içerisinde daha iyi anlıyor ve beklentileri doğrultusunda arzu ettikleri deniz yaşamını onlara sunuyoruz. Eğer bir yat on-spec değil de sipariş üzerine yapılıyorsa, tasarımın başladığı aşamadan yatın suya indirilişine kadar her detayı yat sahibiyle paylaşıyoruz. Hatta yatı teslim aldıktan sonra bile dostluğumuz ve iletişimimiz devam ediyor. Devam eden süreçte de yatlarını kışlama ya da refit ve bakım için tersanemize alıyor ve düzenli bakımlarını gerçekleştiriyoruz.
Hedef kitlenizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Hayallerindeki yaşamı denizlere sığdıranlara ve bunu yaparken de bir ressam gibi hayal dünyasındaki renk skalasını gerçeğe yansıtanlara hitap ediyoruz. Kısacası; bu dünyada denizi seven, denizde yaşamak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık. Ama özellikle Amerika, Avrupa , Orta Doğu diyebiliriz.
Aslında paranın satın alamayacağı bir deneyim sattığınızı ifade ediyorsunuz. Bunu açıklar mısınız?
Denizin üzerinde, karadaki yaşamın tekdüzeliğinden uzakta bambaşka bir dünya yaratıyoruz. İnsanlar karada yapılması mümkün olmayan, aklın hayalin almayacağı fikirlerle bize geliyorlar. Örneğin, 47 metrelik yatımızda havuzdan iç mekanlara kadar ışığın yansıtılması, ana kamarada denize doğru açılan bir balkon… Bunların hepsi insanlara lüks, konforlu ve çok özel bir tatil deneyimi yaşatıyor.
263 serisi 3 süperyattan ilkinin suya indirilişi Türk denizciliği açısından gurur vericiydi. Bize biraz Tatiana’dan bahsedebilir misiniz?
80 metrelik Tatiana şu anda bizim amiral gemimiz. Şubat 2020’de inşasını tamamladıktan sonra Nisan ayı başında test seyirlerini yapmaya başladık. Sahip olduğu ikiz MTU motorlarla performansını 19 knot’a kadar çıkararak başarılı bir mühendisliği olduğunu bizlere kanıtladı. H2 Yacht Design, yatın iç mekanlarında Macassar abanozu ve okaliptus kullanılan, yer yer mermer detaylar bulunan modern bir tasarıma imza attı. Unique Yacht Design’dan Emrecan Özgün’ün de deyimiyle Tatiana, çelik-alüminyum gövdeli süperyatlar arasında kendisini kısa sürede gösterecek. Bu yatta öne çıkan bir diğer özellik de aslında 80 metrelik Bilgin 263 serimizin ortak özelliği: IMO Tier III sertifikasyonu ile uyum içerisinde, çevre dostu, %100 temiz hava emisyonu yapan bir yat olması. Bu anlamda da gurur duyduğumuz bir iş oldu. Yine kullandığımız 2x 2.560 kW MTU motorlar da yapıları gereği çevre dostu.
Bilgin Yachts’ın gelecek hedefleri ve projeleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Tatiana’yı NB78 gövde adıyla serinin üçüncü yatı takip ediyor. Tamamen yeni bir yerleşim planına sahip olan gövde, son dokunuşlar için West Istanbul Marina’da. Diğer yandan, 85 metrelik süperyatımızın teslimat tarihini de 2023 yılı olarak planlıyoruz. 2022 yılını ise 74 metrelik on-spec projesi ve 500GT altında 50 metrelik bir süperyat projesi üzerine değerlendireceğiz. Her iki modelde de Unique Yacht Design ile çalıştık. Ajandamızda yer alan tüm süperyatlarımız üretim anlamında en yeni teknolojileri içerirken, yaşam mahallerinde ise modern hatlara, geniş iç mekanlara sahip olacaklar.