Korona Günlerinde İtalya
Mimar Mete Nisari İtalya’da yaşam şartlarını, devam eden süreci ve yapılan müdahaleleri canlı yayında Editörümüz Beril Çavuşoğlu ile paylaştı.
Sizleri tanıyarak başlayabilir miyiz? Devamında da İtalya ve İtalya’daki bu süreç hakkında bilgi alabilir miyiz?
Mete Nisari ben, 13 yıldır İtalya’dayım. İtalya’da, İstanbul’da, İzmir’de işletmelerim var. Hepsi turizm ve eğlence sektöründe diyebilirim. Restoran&Bar şeklinde. An itibariyle bütün işletmelerimizi kapatmış durumdayız. İtalya’da bunu 20 gün öncesinde yaptık. Türkiye maalesef ki İtalya’nın 20 gün gerisinden geliyor. Şu an da zaten hep söylemeye çalıştığım şey bu oldu. Ben burada o filmi seyrettim. 20 gündür olup bitenlerle ilgili ve Türkiye’ye bazı fragmanlar gönderdim. Hem dostlarım, hem de WhatsApp aracılığıyla… Umarım Türkiye’de vizyona girmez bu film. Ancak bakıyorum ki, hem bazı kişisel önlemler, hem de bazı kararlar alınmadığı için şu anda bu film vizyona girmeye başlıyor.
Çok önemli bir konu var, dilerseniz onunla başlayalım. Şu an burada Korona virüsle ilgili yaşananlar Faz 1 ve Faz 2 olarak ayrılıyor. Faz 1 Sokağa çıkma yasağından önceki yani içerisinde bulunduğumuz süreç. Şu anda İtalya 65.000 vaka ve 6.000’e yakın ölü var. Bunların hepsi sokağa çıkma yasağından önceki dolaşımlar. İnsanların birbiriyle karşılıklı etkileşiminin bir sonucu olarak görebiliyoruz bunu. İspanya bu önlemleri İtalya’dan 12 gün sonra aldı. Bu da demek oluyor ki virüs binlere, on binlere yayılabiliyor. Faz 2 denilen konu da, buradaki sokağa çıkma yasağı ilan edildiği andan sonrasını kapsıyor. Şu anda İtalya 17. Gününde, 12 gün sonra bu Faz 2’nin neticelerini almaya başlayacağız. Şu ana kadar olan ölümler, vakalar Faz 1’e yani sokağa çıkma yasağından önceki periyotlara ait. 10 gün sonra devlet bir açıklama yapacaktır. Çıkıp diyeceklerdir ki: ‘’Evet, sokağa çıkma yasağı işe yaradı.’
İşe yarayacağını düşünüyoruz hepimiz. Burada bu sürecin başlamasını hepimiz istiyoruz.
Evet, herkesin isteyeceği şey bu aslında. Neyse ki, 65 yaş üzerine getirilmiş bu yasak. Bence, bu da çok önemli bir karar. Çünkü genelde bu durumdan etkilenenler ağırlıklı olarak yasak getirilen yaş grubu. Her ne kadar sokağa çıkma yasağı henüz uygulanmayıp, sadece 65 yaş üzerine verilmesinin ne kadar makul olduğu tartışmaya açık olsa da, 7’en 65’e kadar olan herkesin de taşıyıcı olabileceği unutulmamalı. Umarım bu süreç içerisinde taşıyıcı olan bizler, 65 yaş üzeri olanlarla aynı ortamda bulunmazlar. Hepimiz bu süreçte taşıyıcıyız. Ve da birçok insan da yine bu süreçte korona virüsü bünyesine alacak ve bağışıklık sistemi bununla savaşacak. Bu savaş sonrası bağışıklık sistemi güçlü olanlar hastalığı atlatacak. Ancak bu demek değil ki güçlü olanlar, güçsüzlere taşımayacak. En önemli olan nokta bu. Ancak Türkiye’de insanlar bunu tam olarak kavrayamadığı için, hafta sonu Bebek Sahili , Güzelyalı, Karşıyaka, Ortaköy doluymuş. Çoğunluk itibariyle işin ciddiyetinin tam manasıyla anlaşıldığını sanmıyorum.
Sizin yakınlarınızda koronaya yakalananlar oldu mu?
Tabii. Özellikle Lombardiya bölgesinde, kuzeyde çok fazla. Bu oranın İtalya’nın kuzeyinde yoğun olmasının sebebi, Çinlilerin orada yoğun bir şekilde yaşıyor olması. Bunu sayın Yılmaz Özdil de çok güzel açıklamış. Bu olayın başlangıcı yılbaşında Çin’e giden insanların yurda dönüşü. Çok enteresan ki, İtalya’da yaklaşık 300.000’e yakın Çinli var ve bunların %80i Lombardiya bölgesi; Milano, Roma, Bergamo civarında yaşıyorlar. İngiltere’de de yaklaşık 300.000 Çinli var, Amerika’da ise beş milyon Çinli var. Bunları göz önünde bulundurduğunuzda bunun global bir virüs olduğunu anlamamak imkansız. Türkiye de İtalya ile ciddi ekonomik iş birlikleri olan bir ülke. Türk Hava Yolları da dünyanın her yerine uçan bir dünya şirketi. Benim söylemeye çalıştığım konu şu; İtalya ve İspanya’daki ölümlerin %99’u Faz 1’e bağlı. Şu anda Faz 2’ye geçiyoruz. Bu süreçten sonra da Faz 3 açıklanacak ve sokağa çıkma yasağının kalktıktan sonra ki, 1 aylık süreyi kapsayacak. Türkiye’de nasıl olacak bu süreç bilmiyorum tabii; ama şu an burada tüm kira, kredi, elektrik, su faturaları ertelendi. İngiltere bunun önlemini almak istemedi. Bu sebepten dolayı önlemleri almak konusunda da geç kaldı. Ben 10 gün içerisinde bir ülkenin sosyal olarak, ekonomik olarak nasıl çöktüğünü gördüm. Aynı şeyi Türkiye’nin yaşamasını hiç istemiyorum. Umarım bu süreci Türkiye daha hafif zararlarla atlatır. Türkiye’nin bir avantajı şu; bozuk para kullanımı Türkiye’de, İtalya kadar değil. Hastalığın İtalya’da bu kadar yayılmasında ilk sebep, sarılma, tokalaşma gibi sebepler ise, diğer bir önemli sebep 1 ve 2 Euro gibi madeni paraların çok fazla kullanılması.
Karantinada yaşayan birisi olarak, İtalya ve Türkiye’yi karşılaştırdığınız zaman, sağlık sistemleri arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? İki ülkenin sağlık sistemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şöyle söyleyebilirim, ben istatiskçi değilim ve Sağlık Bakanlıkları ile de bir irtibatım yok. Ancak benim Türkiye’de yaşayan birçok doktor dostum var ve onların söyledikleri şey özel hastanelerin çoğalmasının bu süreç için çok büyük bir avantaj olduğu. İtalya’da özel hastane ve klinik çok az. Aynı üniversitelerde olduğu gibi özel üniversite de İtalya’da çok az. Sosyalist bir yapı var. Türkiye’nin avantajını bu olarak değerlendirebiliriz. Ancak bu avantaj Türkiye’de herkese hizmet verebilmenin mümkün olacağı anlamına da gelmiyor. Burada herkes kendi ikametgahına dönmek zorunda. Yasaktan önce bu söylenmişti. Nüfus sayımındaki verilere göre bütün hastaneler ya da bu tip sağlık kuruluşlarının dağılımı yapılıyor. Hastane ve yatak sayıları buna göre belirleniyor. Bu durumun neye yol açtığına örnek vermek gerekirse, İstanbul’dan Bodrum’a giden aileler, dostlarımız var. Bodrum’un nüfusu normalde 80.000 iken, şu an 200.000. Şu halde sokağa çıkma yasağı gelse; evinize dönemiyorsunuz, uçağa binemiyorsunuz, yola çıkamıyorsunuz. Ancak Bodrum’daki yatak sayısı oradaki ikametgaha göre belirlenmiş. Bu durumda ne yapılabilir? İtalya’daki en büyük sorunlardan birisi de burada çıktı zaten. Ama bu durumu öngördüler ve önlemini almak için herkes ikametgahına geri döndü. Maalesef burada başka bir hata yaptılar ve Korona virüslü insanları hastanelere sokmaya başladılar ve bu sebepten dolayı hastanelerde başka servislerde yatan hastalar ölmeye başladı. Doktor ve hemşireler ölmeye başladı. Genç olsalar dahi farkında olunmayan kronik hastalıklara sahip olan ya da zatürre gibi başka hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi düşük olan kişiler de ciddi oranda etkilenmekte. 65 yaş altı için söylüyorum bunu. Yaşlılar ve gençler arasında orantılar mısınız diye sorulacak olursa bu, %80’e %20 gibi bir oran.
Sokağa çıkma yasağı tam olarak ne zaman geldi? Karne sistemi nedir?
Sokağa çıkma yasağı18 gün önce başladı. Ancak karne adı verilen bir kağıtla sokağa çıkabiliyorsunuz. Filmlerde betimlenen işgal altındaki bir ülke düşünün, dışarısı tamamen asker ve polisler ile dolu. Her sokak başında ve şehir giriş çıkışlardalar. Otoban gişelerinde polisler var. Herkes kimlik kontrolüne tabi tutuluyor. O kağıtları göstermeden hiçbir yere gidemiyorsunuz. Mesela eşimin kızı var, 30 km ötede yaşıyor. Buraya gelmesi mümkün değil. Buraya gelmesi için ciddi bir neden göstermesi lazım. İkametgahı orası olduğu için gelemiyor. İnsanlar bırakın şehirlerarası uçaklar veya trenleri, sokakta araçla dolaşmanız bile mümkün değil.
Bizim durumumuz da hiç iç açıcı değil açıkçası. Sonuçta bir Avrupa ülkesi olarak oranın daha farklı bir sistemi var. Bizde önlemlerin uygulanması konusunda daha çok aksaklıklar yaşanabildiğinden dolayı daha büyük zorluklar yaşayacağımızı düşünüyorum.
Aslında bunlara yorum yapmak istemiyorum. Hiçbir şekilde kimseyi de eleştirmek istemiyorum. Benim buradaki misyonum şans eseri değil, hayatımın gerçeği ve buradayım. Ben burada seyrettiğim filmin fragmanlarını Türkiye’ye iletmek istiyorum. Sokağa çıkma yasağı ya da insanların aldığı önlemler… Sağlıkla ilgili olarak da, ben doktor değilim ama yaşadıklarımızla ilgili aldığım önlemleri anlatabilirim sadece. Dün kayınpederim için evimize doktor geldi. “Evde kaç kişi yaşıyorsunuz?” diye sordu. 3 kişi dedim. “Bundan sonra lütfen ise sadece 1 kişi dışarı çıksın” dedi. Bütün arkadaşlarıma söyledim. Herkes lütfen tek kişi çıksın, kişisel önlemlerini alsın. Sen bütün önlemlerini kendin taşıyıcıymışsın gibi alacaksın. Sokağa çıkma yasağı madem ilan edilmiyor, en azından insanlara maske dağıtılabilir. Yaşanan maske krizi ile ilgili söyleyebileceğim tek şey var… Siyasi seçim oluyor. Partiler günde on binlerce kağıt dağıtıyor, inanılmaz bütçeler ayrılıyor. Pekala yeterince maske de üretilebilir. Mesela burada parayla alışveriş tamamen bitti. Tamamen kredi kartlarıyla yapılıyor tüm işlemler, şifrenizi girdikten sonra ellerinize süpermarketler tarafından dezenfektan sıkılıyor.
Peki, psikolojik destek veriliyor mu İtalya’da? Televizyonlarda veya bir arama hattı gibi bir oluşum var mısır?
MN: İnanın bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum ki birçok arkadaşım tek başına yaşıyor ve buradaki evlerin metre kareleri genellikle Türkiye’dekilerden çok daha düşük ve genellikle balkonları da yok. Buradaki şartlar daha da zor bu konuda. Sosyal medyada gördüğünüz balkonlarda yapılan eğlenceler tamamen ihtiyaç doğrultusunda, insanların kendilerini daha iyi hissetmeleri için yapılan ve gerçekten ihtiyaç olan şeyler. Allahtan ki teknolojiden faydalanabildiğimiz bir dönemdeyiz. Şu süreç içerisinde bu gibi yayınlar ve görüşmeler olmasaydı inanın halimiz çok daha kötü olurdu.
Yayın sırasında çok güzel bir soru gördüm, dilerseniz onu cevaplayabilirim. Gıda, deterjan gibi ihtiyaçlar konusunda devlet çok büyük destek sağlıyor. Hatta neredeyse tamamını. Hatta bu sektörde çalışanlara ilave maaşlar veriliyor. Bir asgari ücret daha maaş veriliyor. Hayatlarını tehlikeye attıkları için. Kargo çok yavaşladı. Ancak hangi süpermarkete gitseniz bütün yiyecek içecekler mevcut. Ve size en çok enteresan gelecek kısmını söyleyeyim; fiyatları düşürdüler. Hiçbir şeyin fiyatını yükseltmediler ve her şeyi de bulabiliyorsanız. Bundan 20 gün önce bir limonu 3 Euro’ya alıyorsanız şu an 1.5 Euroya alabiliyorsunuz. Bunlar çok önemli şeyler ve devlet gerçekten bu konuda destek oluyor.
Sürecin ne zaman sona ereceğine dair dair İtalya’da tahminler var mı? Veya sizin bir tahmininiz var mı?
MN: Benim tahminim yok ancak duyduğum ve gördüklerimi aktarabilirim. İtalya şu an Faz 2 sürecinde ve bunun sonuçlarını 1 ay sonunda görebileceğiz. Şimdiye kadarki geri dönüşümler ışığında Faz 3’ü ortaya çıkaracağını söyleyebiliriz. Geri dönüşümleri aldıktan sonra bu konuda yorum yapmak daha sağlıklı olacaktır.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Herkes mümkün olduğunca evde kalsın, kalamayanlara da toplum olarak mutlaka destek olunması lazım. Bizde çok güzel bir şey vardır: aile ekonomisi anlayışı. Patronlar, aileler, dostlar seferberlik göstersinler. Evde kalamayanlar muhakkak maske taksın. Herkes önlemini alsın. Limon ve C Vitamini kullanımını arttırsınlar. Omega 3’e dikkat edilebilir. Herkes kendi sorumluluğunu alırsa daha iyi yönetilebilecek bir süreç. İspanya, maalesef, İtalya’dan ders almadı ve sonuçlarını görüyoruz. Türkiye ise hiçbir yerden dersini almadı ne yazık ki. İnşallah Türkiye, İtalya ve İspanya’da yaşanılanları göz ardı etmez.