Kendine Özgü Projeler Z’ Partners
Mimari ve iç mimari projelendirme ile anahtar teslim proje alanlarında hizmet veren Z’ Partners kurucu ortakları İzel Poyraz ve Ezgi Karaca, her projenin kendi ruhunun hissedilmesine önem verdiklerini belirterek tasarım önceliklerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ezgi Karaca: 1996 Ankara doğumluyum. 2015 TED Ankara Koleji mezunuyum. Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı lisans programını tamamladım. Kendi işimi yapmak istediğimi her zaman biliyordum ancak, tecrübe de mesleğimin büyük bir parçasıydı. Okulun son dönemleri proje ofislerinde çalışmaya başlayarak bu süreci okul sonrasında da bir süre devam ettirdim. İzel ile dostluğumuz birlikte çalıştığımız ofise dayanıyor. Ortaklığımızın tohumları ise öğle aralarımızdaki uzun yürüyüşlerimiz ile kahve sohbetlerinde atıldı.
İzel Poyraz: 1992 Ankara doğumluyum. Lisansımı, Çankaya Üniversitesi Mimarlık ve İç Mimarlık bölümlerinden çift ana dal programıyla, tasarımdaki farklı ölçekler arası rahat geçişler yapabileceğim bir alt yapıya sahip olarak başarıyla tamamladım. Sektörün önde gelen mimarlık ve iç mimarlık firmalarında çalışarak başladığım kariyer yolculuğum sırasında değerli ortağım Ezgi’yle kesişen yollarımız bizi Z’ Partners çatısı altında bir araya getirdi.
Z’ Partners nasıl ortaya çıktı? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
İlk tanıştığımız günden beri, ileride bir gün kendi tasarım sürecimizi yönetiyor olmak, projelerimizi gururla ve ismimiz ile duyurabiliyor olmak ortak hayalimizdi. Okuldan sonra çok güzel tecrübeler edinerek kendimizi geliştirdiğimiz bir süreç geçirdik. Bir noktada, konfor alanımızdayken isteğimizden uzak kaldığımızı fark ettik ve artık hayallerimizin peşinden gitmenin zamanıydı. Çok vakit geçmeden çevremizin bize olan güveni ve desteği ile 2021 yılının sonlarına doğru Z’ Partners çok güzel işler başarmak adına ilk adımını atmış oldu. Çok yakın bir zamanda da ikinci yılımızı kutladığımız güzel bir etkinlik yaptık; iki yıla ne çok proje sığdırmışız ve ne güzel insanlar tanımışız.
Firmamız mimari, iç mimari projelendirme, anahtar teslim proje alanlarında hizmet vermekte. Bununla birlikte danışmanlık hizmetimiz de mevcut. Bu aralar yoğunluğumuz iç mimari projelendirmelerimiz. Bir mimari projemizin ise teslim aşamasındayız. Proje ofisi olarak, çoğu zaman, süreci proje teslimi ile tamamlasak da bize heyecan veren projelerimizin şantiyelerinde de anahtar teslim çalışmalarımız oluyor.
Çalışmalarınıza bakıldığında, daha çok nötr tonlar ve modern tasarımlar kullandığınız görünüyor. Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Çalışmalarımızın çoğuna yansıttığımız ve kullanmaktan zevk aldığımız belli bir renk paletimiz ve tasarım dilimiz mevcut tabii ki; ancak, proje sahiplerimiz ile ortak bir vizyonu hayata geçirirken her projenin kendine özgü ruhunun en ufak detaylarda dahi hissedilmesine özen gösteriyoruz.
Tarzlarımızı birkaç kelime ile sınırlandırıp çerçeveye almak bizim için çok zor. Şahsi olarak çok farklı beğenilerimizin olduğu zamanlar olsa da projelerin içine girdiğimizde içimizde çok başka duygular yeşeriyor. Projelerimizin kendini tekrar etmemesinin en büyük sırrı da bu diyebiliriz.
2024 yılında iç mimaride nasıl tasarımlar öne çıkacak?
Amorf tasarımların, yumuşak formaların çok yoğun kullanıldığı birkaç yıl geçirdik, aynı şekilde pastel tonlar ve bejler sıklıkla gördüğümüz renk paletleri oldu. Bunların izinin hızlıca silineceğini düşünmüyoruz ancak, tasarım çizgilerinde daha net tavırlar gözlemliyoruz. Bununla birlikte renk paletlerinde de bu kışın popüler rengi olan bordo, vişne renkleri gibi daha cesur renk kullanımları ortaya çıkmaya başladı. Biz de güncel projelerimizde bu tarz vurucu renklere yönelmeye başladık. Bu tarz ufak detayların dışında genel olarak trendlerden sıyrılmaya başladığımız, zamansız ve kendimizi daha çok bulduğumuz iç mekân tasarımlarına yönelmeye başladık.
Tasarımlarınızda öncelikleriniz neler?
Bu konuda çok net olduğumuzu söyleyebilirim. İşlevsellik her zaman ilk sırada. Tasarımlarımızın gerçek hayata çizimlerdeki gibi geçmesi bizim için çok önemli. En ufak detayın uygulandığından her zaman emin olmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte zamansızlığın sürdürülebilirlikteki gücüne inanıyoruz.
İç mimaride mevcut trendlere uymak ne kadar önemli?
Trendler ile olan ilişkimiz biraz karmaşık açıkçası. Trendlerin her zaman takipçisiyiz ancak, proje sahipleri ile olan toplantılarımızda kendilerinin taleplerini dinlerken trendlere kapılıp gitmeden kendi tarzlarını ön planda tutacağımız şekilde beslenmeyi tercih ediyoruz.
Tasarlamaktan en çok zevk aldığınız alanlar hangileri?
Ezgi Karaca: Bana zorluk çıkaran alanları tasarlamaktan çok keyif alıyorum. En başta yapısal zorunluluklar, formda karşımıza çıkan engeller bize tasarım zorluğu çıkaracakmış gibi görünse de ortaya koyduğumuz çözümler ve tasarım kararları ile projenin sonunda en zevk aldığım alanlara dönüşüyor. Bir şekilde sadece o projeye özgü ve başka hiçbir yerde tekrarlanamayacak bir detay ve ruh yakalamış oluyoruz.
İzel Poyraz: Yapı sistemini değiştirmeden farklı kullanıcı ihtiyaçlarına cevap veren, aynı hacimleri tutup birden fazla farklı fonksiyonlara dönüştürmek bir oyunun içindeymişim gibi zevk veriyor. Tasarımcı olarak geleceği şekillendiren tarafta olmak oldukça heyecan verici.