İtalyan Büyükelçiliği’ni Ziyaret Ettik
İtalyan Büyükelçisi Sayın Massimo Gaiani ile tarihi ve turistik ülke İtalya üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Sayın Büyükelçi sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Bize kendinizden ve diplomatik kariyerinizden bahseder misiniz?
Diplomatik kariyerime 1982 senesinde başladım. Dışişleri Bakanlığının çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra Montreal, Washington ve Brüksel’deki diplomatik temsilciliklerde çok sayıda görev üstlendim. 2011 senesinde ise İtalya’nın Arnavutluk Büyükelçisi olarak, İtalya ile Arnavutluk arasındaki bilhassa ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunduğum Tiran’a atandım. Ardından Globalleşme ve Küresel Konular Genel Müdürlüğü görevini üstlendim. Yaklaşık bir sene önce de İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi olarak bu göreve getirildim.
Türkiye’deki görevinize başladığınızda neler hissettiniz? Sizi etkileyen neler oldu?
İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi olarak atandığımda bu yeni görevi büyük bir gururla kabul ettim ve bu göreve getirilmekten de ayrıca heyecan duydum. Türkiye derin tarihi kökleri, eski gelenek ve görenekleri olan bir ülke. Gerek politik anlamda gerekse coğrafi konumu ve ekonomik bakımdan da son derece stratejik öneme sahip bir ülke; tüm bu noktalardan bakıldığında bir büyükelçinin görev almak isteyeceği en ilgi çekici ülkelerden biri olduğunu söyeyebilirim. İlk geldiğim andan itibaren beklentilerimin de ötesinde oldukça dinamik ve yenilikçi bir ortamla karşılaştım. Bu süre zarfında, sunduğu pek çok imkanın yanısıra sakin bir şehir de olan Ankara’nın yüksek yaşam kalitesini değerlendirme fırsatına sahip oldum. Beni etkileyen bir başka nokta ise Türk halkının İtalya’ya olan ilgisi; iki ülke arasında yüzyıllardan günümüze gelen ortak tarih ve kültürden doğan güçlü ilişkiler sebebiyle bu yoğun ilgiden gerçekten çok etkilendim. Bu ilgiyi halihazırda mükemmel olan ikili ilişkilerin sürdürülmesi ve daha da ileriye taşınması açısından çok kıymetli buluyor ve göreve geldiğimden andan itibaren de bu ilgiyi karşılıksız bırakmıyorum.
İtalyan mutfağı tüm dünyada beğenilir ve takdir edilir. Sizce İtalyan mutfağı ile Türk mutfağı arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Türk mutfağını seviyor musunuz? Özellikle hangi yemeği beğendiğinizi öğrenebilir miyiz?
Mutfak kültürü, bir kişinin ziyaret etme imkanı bulduğu ülkeden aklında kalan izlenimi belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Bulunduğum bu süre zarfında, Türkiye’nin neden ‘mutfağıyla’ da anıldığını anlama imkanım oldu. Lezzet çeşitliliği, bulunduğu topraklardan gelen farklı tatların kombinasyonu Türk mutfağını mükemmel ve lezzetli yapan unsurlar olup ayrıca ülke tarihinin çok kültürlü yapısının da adeta bir yansıması gibi; bu da hiç kuşkusuz, farklı bölgelerden gelen mutfak mirasından oluşan İtalyan mutfağı ile Türk mutfağı arasındaki temel bir benzerliktir. Ülkelerimizi buluşturan faktörler arasında farkettiğim bir diğer husus da, aynı misafirperverlik kültürü ve sofra tutkusuna sahip olmamızdır. Her iki mutfak geleneği, bulundukları bölgenin tarımsal zenginliklerini barındırmaktadır; böylelikle yemek kültürüne bakarak o bölge topraklarının öne çıkan özelliklerini de anlamak mümkündür. İtalyan mutfağı ile Türk mutfağı arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları anlatmak kolay değil, ancak şunu kesinlikle söyleyebilirim ki Türk mutfağını oldukça lezzetli buluyorum, bu yüzden de maalesef biraz kilo aldım. En sevdiğim yemeklerin başında ise ‘hünkarbeğendi’ geliyor; patlıcanın tadının kuzu etiyle buluşması beğendiğim bir lezzet.
Biliyoruz ki İtalya turistik açıdan çok tercih edilen bir ülke. Siz İtalya’nın turizm sektörü açısından neler söylemek istersiniz?
İtalya dünyanın en güzel ülkelerinden biri; bunu sadece ben söylemiyorum, dünyanın çeşitli yerlerinden tatillerini geçirmek üzere İtalya’yı seçen turistler bunun bir göstergesi. UNESCO Dünya Mirası sit alanları listesinde rekoru elinde tutan bir ülkeyiz. Ayrıca Matera şehri, 2019 Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi.
2018 yılı verilerine göre yabancı ziyaretçilerin İtalya’ya geliş ve kalış sürelerinde dikkat çekici artış kaydedilmiştir. Bu da turizm sektörünün, ülkemiz ekonomisinde önemli bir rol oynadığının açık bir göstergesidir. Turizmin, ekonomi üzerindeki güçlü etkisi sebebiyle de, ülkemizdeki doğal varlıklarımızın korunması, tarihsel, kültürel ve kentsel mirasımızın korunup geliştirilmesi İtalyan kurumları tarafından her zaman için dikkat gösterilen konuların başında yer almaktadır.
2009 yılında bu yana yükseliş eğilimi gösteren yabancı turist sayısında İtalya özellikle son yıllarda oldukça büyük bir artışa tanıklık etmektedir. Geceleme sayısı baz alındığında yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen Avrupa ülkeleri arasında İtalya, İspanya’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Sayıları yaklaşık 100 milyonu bulan yabancı ziyaretçiler deniz, dağ turizmi, sanat turları ve Made in Italy olarak bilinen İtalyan mutfağı lezzetlerini tatmak üzere gastronomi turları gerçekleştirerek 40 milyar euro civarında harcama yapmıştır.
Sizin Türkiye’de tercih ettiğiniz ve beğendiğiniz tatil rotanız neresidir?
Türkiye’de bir yıldan az bir süredir bulunduğum için ülkenizin tüm güzelliklerini henüz görme fırsatı edinemedim. Şimdiye kadar İstanbul, Hierapolis-Pamukkale, Kapadokya, Antalya civarında bulundum; Akdeniz kıyılarını gördüm ve gerçekten çok beğendim. Türkiye hem tarihi açıdan hem de kültürel ve doğal güzellikleriyle oldukça büyüleyici bir ülke. İlerleyen zamanlarda görmediğim birçok yeri de doyasıya gezme fırsatım olmasını umuyorum.
Kültürel değerleri ele alacak olursak İtalya ile Türkiye’nin benzerlikleri nelerdir?
Her fırsatta vurguladığım üzere, İtalya ve Türkiye çok önemli bir şeyi paylaşıyorlar: ortak bir tarih, coğrafya ve “Akdeniz” kültürü. Bu ortak noktalardan gelen benzerlikler, her zaman iki ülke arasındaki ilişkileri sadece diplomatik ve ticari seviyede değil, küreselleşen dünyada daha da önemli hale gelen birebir iletişim araclığıyla da, daha da güçlendirmiş ve kolaylaştırmıştır. İtalya ve Türkiye gibi iki önemli ülke için azımsanmayacağını düşündüğüm bir değer olan sofra kültürü ve zengin mutfak geleneklerimiz, iki toplumun insanını birbirine yaklaştırmakta ve karşılıklı anlayışı sağlamaktadır. Bu sebeptendir ki, İtalya ve Türkiye arasındaki işbirlikleri de oldukça güçlüdür. Türkiye’de faaliyet gösteren İtalyan arkeoloji misyonları, Büyükelçiliğimizin gerçekleştirdiği kültürel etkinlikleri ayrıca üniversite öğrencilerinin İtalyan hükümeti tarafından sunulan eğitim imkanlarına gösterdikleri yoğun ilgiyi, güçlü kültürel işbirliğinin örnekleri arasında gösterebiliriz. Bu karşılıklı kültür değişimlerinin gelecekte daha da yoğunlaşacağına eminim.