İşitme, Konuşma ve Denge Problemleri
Ülkemizde her yıl doğan 1 milyon 300 bine yakın bebekten yaklaşık 3 bini işitme kaybı ile doğuyor. Geri dönüşümü mümkün olmayan bir özür grubu olan işitme kaybının erken tanı alması, özellikle yeni doğanlardaki işitme taramalarının önemini ortaya koyuyor. Olası işitme kaybının erken saptandığı bebek ve çocuklarda, dil ve konuşma gelişimlerinin yaşa uygun ilerlemesinin yanı sıra iletişim becerilerini kazandırmak mümkün oluyor.
İşitmenin önemi sadece yeni doğan bebekleri ilgilendiren bir konu değil, insan yaşamı boyunca işitme ve bununla yakın ilgili bir mekanizma sonucu sahip olduğumuz konuşma ve denge fonksiyonlarının normal çalışması ile hayatına dair işlevlerini yerine getirebiliyor. Bunlarla ilgili bozukluklarda sorunların, beden kadar bireyin ilişkide olduğu tüm canlılarla olan iletişimini de etkilediğini belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Fikret İleri, arızaların incelenmesinin ve bozukluğun tespitinin, tedavi açısından öneminin altını çiziyor.
İşitme Kayıpların Tanı ve Telafisinde En Temel Test; Odyometri
İşitme sisteminin değerlendirilmesinde en sık kullanılan testler arasında “Odyometri” bulunuyor. Bu test işitme kaybı, çınlama gibi şikayetlerle başvuran hastalarda yapılan temel testlerden biri olarak öne çıkıyor. İşitme kaybının tipi ve derecesi hakkında bilgi veren odyometri testi, aynı zamanda doğru işitme cihazının tespiti için kulak, burun, boğaz hekimlerine gerekli bilgiyi sağlıyor. İşitme kaybının telafi edilmesine yardımcı olan işitme cihazlarının doğru seçiminin, kişinin yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilediği gerçeği, Odyometri ölçümünün önemini ortaya koyuyor. Test ayrıca kulakta çınlamanın değerlendirilmesi için de kullanılabiliyor.
Baş Dönmesi Denge Bozukluğunun Göstergesi Olabilir
Günlük hayatta sık şikayet edilen baş dönmesi, birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bunlardan bir kısmı denge bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Normal dağılım içinde her 100 kişiden 5-10 kadar kişi, denge bozukluğu ve baş dönmesi şikayeti yaşarken, bu oran ilerleyen yaşla birlikte artıyor. 40 yaşın üzerinde oran %40’lara ulaşıyor.
Denge ve baş dönmesi şikayeti olan bireylerde, denge testleri olan pozisyonel testler, videonistagmografi, kalorik testler uygulanarak tanı çalışması yapılıyor. Testlerin ani ve şiddetli baş dönmesi durumunda yapılamayıp, şikayetler kısmen azaldığında uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Fikret İleri, yapılan denge testleri ile geçici baş dönmesi yaratılarak, problemin kaynağının tespit edilmesinin amaçlandığını vurguluyor.
Ses Terapisi ile Uygun Ses
İşitme ve konuşma merkezlerinde yer alan faaliyetlerden biri olan “Ses terapileri” ise; birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan ses problemlerinin çözülmesi konusunda yardımcı oluyor. Özellikle öğretmenler, din görevlileri, ses sanatçıları ve hiperaktif çocuklarda yaygın görülen ve sesin yanlış kullanımına bağlı olabileceği gibi, ses tellerindeki nodül – polip gibi yapısal ve bazı fonksiyonel nedenlere de bağlı olabilen sesle ilgili problemlerde bu terapi yöntemi uygulanıyor. Terapi ile hatalı kullanımların azaltılarak, kişinin yaşına, cinsiyetine ve fiziksel özelliklerine uygun ses kazandırılması için çalışmalar yapılıyor.
Konuşma Bozukluklarında Erken Tanı Önemli
Gecikmiş konuşma, fonolojik bozukluklar, artikulasyon bozukluğu, kekemelik gibi problemleri kapsayan konuşma bozuklukları da toplumun önemli bir kısmını ilgilendiren sorunlar olarak hayat boyu sürecek sıkıntılara neden oluyor. Fonksiyonel ya da organik nedenlere bağlı olabilen konuşma bozukluklarının değerlendirilmesi ve saptanan probleme yönelik, yaşa uygun terapi metotlarının belirlenerek uygulanması, terapide başarı sağlanabilmesi için temel faktörler arasında yer alıyor. Erken tanının önem kazandığı bu bozukluklarda, uzman terapist ile rehabilitasyon çalışmaları yapılıyor. Özel konuşma ve lisan bozukluklarında da (özellikle gırtlak kanseri olan hastalarda ameliyat sonrası ve felç sonrası oluşan konuşma problemlerinde) uygun terapi yöntemleri ile hastanın yaşam kalitesi artırılabiliyor.