Gizem Çankaya Coşkun Glütensiz Diyetin Sağlığa Etkileri
Uzman Diyetisyen Gizem Çankaya Coşkun, glütensiz beslenmenin açıklamasını yaparak bu tür beslenmenin insan sağlığı üzerindeki etkilerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor ve sağlıklı bir kek tarifi veriyor.
Kendinizden ve çalışma alanlarınızdan bahseder misiniz?
2018 yılında İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü bitirip, akabinde 2019 yılında ICF onaylı yaşam koçluğu eğitimini tamamladım. 2024 yılında Hacettepe Üniversitesinde Sporcu Beslenmesi bölümünde yüksek lisans eğitimimi tamamlayıp, uzmanlığımı aldım. Mesleğimi icra ederken danışanlarımın beslenme davranışını inceleyerek, sağlık ve vücut ağırlığı ilişkisine odaklanmayı önemsiyorum. Bu doğrultuda bireylere, ihtiyacı doğrultusunda kişiye özel, sürdürülebilir sağlıklı yaşam alışkanlıkları planlıyorum. Bu yolda hedefim, ruh ve beden sağlığına odaklanarak, bireylere sağlık ve beslenme davranışı değişim sürecinde eşlik etmek. Ofisimde yüz yüze danışmanlık hizmeti verirken dünyanın her noktasına da online beslenme danışmanlığı ile hizmetimi taşıyabiliyorum. Bununla birlikte kurumsal beslenme danışmanlığı hizmeti veriyorum. Bu hizmet kapsamında kurumlarla anlaşma yapıp haftanın belirlediğimiz bir günü düzenli bir periyotta kurum bünyesinde personele birebir diyet hizmeti sunuyoruz. Aynı zamanda kurumda menü planlama yapıyor, aylık seminerler veriyoruz. Bu hizmet modelinde amacımız; personelin beslenme ve sağlık değerini iyileştirerek motivasyonunu arttırmak, iş kazası riskini minimalize etmek, hastalık yükünü azaltmak, dikkat ve konsantrasyonu arttırmak, iş verimini geliştirmek.
Glütensiz beslenme nedir? Glüten hangi gıdalarda bulunuyor?
Son zamanlarda glütene karşı giderek artan bir kaygı ve endişe varken, glüteni bilimsel literatür ışığında yakından tanımakta fayda olduğunu düşünüyorum. Glüten aslında, belirli tahıl ürünlerinde bulunan bir protein grubudur. Fırıncılık sektöründe hamurun elastikiyetini ve şekil alabilme özelliğini sağlamasıyla, ekmek ve diğer fırın ürünlerinin kabarmasını ve yapısal bütünlüğünü korumasıyla önemli bir yere sahiptir. Bu aralar sıkça duyduğumuz glütensiz beslenme de, diyetten glüten içeren gıdaların çıkarılmasını hedefler. Glüten temel olarak; buğday, arpa, çavdar ve bunlardan elde edilen ürünlerde bulunur. Yulaf, glüten içermemesine rağmen diğer tahıl ürünleri ile kontaminasyon riski yüksek olduğu için glütensiz diyette dikkat edilmelidir. Bununla birlikte hazır çorba, kraker, bisküviler, soslar gibi birçok hazır gıda ve atıştırmalığın glüten içerebileceği unutulmamalı ve paketlerin içeriği okunmalı, etiket kontrolü yapılmalıdır. Glütensiz bir diyette güvenle tüketilebilecek tahıl kaynakları ise; pirinç, karabuğday, mısır, kinoa ve patatestir.
Glütensiz beslenme moda haline mi geldi, yoksa gerekli mi? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Glütensiz beslenme, giderek popüler hale gelen bir beslenme modeli gibi görünse de aslında çölyak hastalığı gibi tıbbi durumları olan bireyler için uygulanması elzem bir diyet tedavisidir. Çölyak hastalığı, glütene aşırı duyarlılık nedeniyle ince bağırsağın hasar görmesine yol açan bir otoimmün hastalıktır. Glütensiz diyet, bu hastaların semptomlarını hafifletir ve uzun vadeli sağlık sorunlarını önler. Kimi bireylerde ise çölyak hastalığı kadar şiddetli semptomlar olmayan glüten hassasiyeti görülebilmektedir. Bu noktada sindirim sistemi üzerinde yarattığı konfor dolayısıyla bu bireyler de glütensiz beslenmeyi tercih edebilir; ancak dikkat edilmesi gereken nokta herhangi bir hassasiyeti olmayıp daha sağlıklı bir beslenme olduğunu düşünerek glütensiz bir diyet tercih etmektedir. Glütensiz beslenmenin moda haline geldiği bir gerçek, ancak herkesin bu diyeti uygulamadan önce kendi sağlık ihtiyaçlarını ve beslenme dengelerini göz önünde bulundurması önemlidir. Zira glüten, hassasiyeti olmayanlar için rahatsızlık yaratamaz ve diyetten bu gıdaları çıkarıyor olmak başka sağlık problemlerine de yol açabilir. Bu noktada glütensiz diyetin uygulanmasına doktor ve beslenme uzmanı eşliğinde bireylerin sağlık değerleri göz önüne alınarak karar verilmelidir.
Glütensiz diyetin insan sağlığı üzerindeki (cilt, sindirim sistemi vb.) etkisi nedir? Potansiyel dezavantajlardan bahseder misiniz?
Glütensiz diyet, cilt ve sindirim sistemi sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Glüten intoleransı veya çölyak hastalığı olan kişilerde glüten tüketimi; şişkinlik, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Bu kişiler glütensiz diyet uyguladıklarında, sindirim sistemindeki bu rahatsız edici semptomlar genellikle azalır ve genel sindirim sağlığı iyileşir. Ayrıca, glüten tüketimi ciltte dermatitis herpetiformis gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Glütensiz diyet, bu tür cilt problemlerini hafifletebilir ve bazı bireyler akne ve egzama gibi inflamatuar cilt hastalıklarında da iyileşme fark edebilir. Bu nedenle, glütensiz diyetin cilt ve sindirim sistemi sağlığını desteklemede önemli bir rol oynayabileceği söylenebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek harika bir hedef, ancak bu yolda atacağınız adımların size özel olması gerektiğini unutmayın. Herkesin bedeni farklıdır ve ihtiyaçları da öyle. Glütensiz diyeti denemek istiyorsanız, bunu bilinçli ve dengeli bir şekilde yapmak en iyisi olacaktır.
Glütensiz beslenmenin popülaritesi hızla artarken, bu diyetin potansiyel dezavantajlarını da göz önünde bulundurmak önemli. Glütensiz paketli ürünler genellikle buğday yerine pirinç, mısır veya patates gibi besinlerin alternatif unlarıyla yapılır. Bu da, bu ürünlerin genellikle daha az lif ve B grubu vitaminleri içerdiği anlamına gelir. Lif eksikliği, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını engelleyebilir ve uzun vadede dengesiz beslenmeye yol açabilir. Glütensiz ürünler genellikle daha fazla şeker ve yağ içerebilir, çünkü glütensiz ürünlerde lezzet ve doku sağlamak daha zordur. Ayrıca glütensiz diyet, besin kısıtlılığı yüksek bir diyet modeli olduğu için, dışarıda alternatif bulmak zordur. Bu da bireylerin sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir. Ek olarak, glütensiz gıdalar genellikle daha pahalıdır, bu da ekonomik bir yük yaratabilir.
Glütensiz Tuzlu Kek
Malzemeler:
1,5 su bardağı mısır unu
1 çay bardağı rendelenmiş beyaz peynir
1/4 su bardağı doğranmış taze maydanoz veya fesleğen
1/4 su bardağı doğranmış siyah zeytin
1/3 su bardağı sıvı yağ (örneğin, zeytinyağı veya hindistancevizi yağı)
3 büyük yumurta
1/4 su bardağı süt
1 yemek kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
Bir tutam karabiber veya isteğe bağlı diğer baharatlar
Yapılışı:
Fırını önceden 180°C (350°F) ısıtın. Orta boy bir kek kalıbını yağlayın veya yağlı kağıtla kaplayın. Büyük bir karıştırma kabında yumurtaları çırpın. Sıvı yağı ve sütü ekleyin, iyice karıştırın. Un karışımını, kabartma tozunu, tuzu ve isteğe bağlı baharatları ekleyin, karıştırın. Rendelenmiş peyniri, doğranmış maydanozu veya fesleğeni ve siyah zeytini ekleyin, karıştırın. Hazırladığınız hamuru yağlanmış veya yağlı kağıtla kaplanmış kek kalıbına dökün. Önceden ısıtılmış fırında 30 ila 35 dakika veya kürdan temiz çıkana kadar pişirin. Fırından çıkardıktan sonra keki ılımaya bırakın.