Ertuğrul Ateş ile Evde Sanat
Röportaj: Siret Uyanık
Eserlerinde yarattığı gizemle “Kurdelalı Ressam” olarak da tanınan Ertuğrul Ateş dünyanın pandemiyle mücadele ettiği günlerde sanatın bir kez daha onarmak, iyileştirmek, destek olmak ve düşündürmek için yanımızda olduğunu ifade ediyor.
Pandemi nedeniyle geçirdiğimiz olağanüstü izolasyon süreciyle ilgili düşüncelerinizi ve sizin bu dönemi nasıl geçirdiğinizi öğrenebilir miyiz?
Tarihsel hafıza bize gösterir ki, salgın dönemlerinden sonra insanoğlu her zaman yeniden toparlanmış, yeni duruma ve onun ihtiyaçlarına göre yeni kavramlar üretmiş, yeni bir düzen kurmuştur. Hiç kuşku yok ki, hiç beklemediğimiz bir zamanda yakalandığımız bu salgın tüm dünyaya ve tabii ki bizlere neyin değerli ve önemli olduğunu en kestirme yoldan öğretti. Zamanla bundan nasıl bir ders çıkaracağımızı göreceğiz. Ben yapı olarak her zaman olaylara daha iyimser yaklaşan ümitvar düşüncelerle analizler yapmayı tercih etmişimdir. Bugün de benzer düşüncelerle geleceğe bakmayı önemli sayarım. İnsanoğlu tüm kötülüklere rağmen, göreceli olarak daha iyi bir dünya yaratmayı başarmıştır. Hiç kuşkusuz daha iyisini istemeli ve bunun için mücadeleyi sürdürmeliyiz.
Bu salgın döneminde tüm insanlık kendisiyle baş başa kaldı. Tercihli bir yalnızlık içinde gündelik hayattan önemli ölçüde uzaklaşan insan, bunun sonucunda kendisine yakınlaştı. Hepimiz uzun, yoğun ve yorgun yalnızlığımızla baş başayız. Yeni süreçte düşündük ve gördük ki bugüne kadar uğruna çabaladığımız pek çok şey olmasa da oluyormuş. Bize dayatılan, bu aşırı tüketime dayanan sistem tam bir sömürü düzeniymiş. Uyandık mı? Henüz bilmiyorum, göreceğiz. Ama artık neyin daha değerli olduğunu, neyin daha önemli olduğunu biliyorum. Bu süreçte tüm toplumun elinden tutan, yol gösteren, dayanma gücü ve yaşama sevinci veren tek şey sanatsal ürünlerdi. Teknolojinin sağladığı olanaklarla sinema, tiyatro, edebiyat, sergi, konser vs. sanatsal faaliyetler sayesinde bu sürecin zorluklarını hafiflettik. Yeni şeyler görerek, yeni fikirler edindik. Sanatın gerçekten ”hayat damarlarından biri” olduğunu kavradık. Böylece sanatçının da toplum yaşamında kapsadığı alanın sanılandan çok daha derin ve geniş olduğunu anlamış olduk.
Bu dönemde ürettiğiniz eserlerden bahsedebilir misiniz?
Ben zaten bir çeşit karantina hayatı sürdürmekteydim. Yaşamımda pek fazla şey değişmedi. Yine aynı tempoda çalıştım. Yeni işler ürettim. Eksik olan, dostlarla buluşmalardı.
Gelecek günlere ilişkin mesajlarınızı bize anlatabilir misiniz?
Gelecekle ilgili iyimserliğim esastır. Ancak bu süreçten hangi dersleri, tecrübeleri kazandık; yaşayıp göreceğiz. “Gelecek bilimciler” sanatın hayatımızdaki yerinin çok daha artacağını, sanatçıya duyulan ihtiyacın giderek artacağını zaten söylüyorlardı. Bu test, bunu kanıtladı bence. Yeni düzende; yeni sorunlara, yeni çözümler bulacağız. Her zaman yaptığımız gibi.