Emel İşci Sığırcı Mimarlık ve Tasarım Yeteneği
Her yapısal tasarımın ardında bir mimarın özgün vizyonunun ve yaratıcılığının yattığını belirten Archess Mimarlık’ın kurucusu Emel İşci Sığırcı, deneyimlerinden de bahsederek genç mimarlara tavsiyeler veriyor…
Öncelikle kendinizden ve firmanızdan kısaca bahseder misiniz?
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık bölümünden 2008 yılında mezun. On yıl çeşitli kurumsal firmalarda çalışıp tecrübe edindikten sonra 2018 yılında kendi şirketim Archess Mimarlık’ı kurmaya karar verdim. 2018 yılından bu yana; ofis, otel, fabrika, idari binalar, doktor kliniği, AR-GE merkezi, villa, konut projesi gibi farklı alanlarda çok sayıda projeye tasarım ve uygulama hizmeti verdim.
Bir mimar olarak; kişiye özel tasarımlar yaparken müşteri memnuniyetini korumak amacı ile onlardan gelen talepleri kendi bakış açınızla nasıl birleştiriyorsunuz?
Müşterilerimin hayalleri, tarzı, zevki; benim projeye başlangıç noktamdır ve bu kısmı çok önemserim. Onların tarzını, kendi vizyonum ve yaratıcılığım ile doğru bir şekilde harmanlar, modern, karmaşadan uzak, kimlikli mekânlar tasarlarım. Mekânların da insanlar gibi enerjisi vardır. Müşterimi ne kadar iyi analiz edersem o kadar, kişiye özel, kişinin enerjisini yansıtan mekânlar yaratabilirim. Onların taleplerini işime karışmak olarak düşünmem; projemi bir adım ileriye taşıyacak her eleştiriye açık çalışırım. Doğru eleştiri bizi geliştirir. Buna izin vermek gerektiğini düşünüyorum.
Mimarlık kariyerinizdeki bu başarıyı yakalamanızda size en çok hangi kişisel özelliğiniz yarar sağladı?
Mimarlık; çok dinamik, kişinin kendini sürekli geliştirmek zorunda olduğu, çok yönlü bir meslektir. Araştırmayı, kendini geliştirmeyi seven, hareketli, yeniliklere açık yanım mesleğimi besliyor. Her yeni projemde uzun uzun araştırır, bana ilham verecek yeni detaylarla zihnimi donatır, kendimi tekrar etmemek için yenilikleri kovalarım.
Tasarım yeteneği nasıl gelişir? Sizce okul her şeyi öğretiyor mu?
Gezerek, görerek gelişir. Tasarım; bir kitaptan açıp okuyarak öğrenilecek bir konu değil. Yeni yerler, yeni mekânlar görmek, farkındalığını yükseltmek, bir objeden büyük projelere her şeyi inceleyip irdelemek, bakarken görmek, çok sayıda proje üzerinde çalışmak; geliştirir. Okul; temel bilgiler ve temel tasarım yetisi kazandırıyor ancak, kişi en çok tecrübe ile gelişir. Mimarlık, öğrenimin hiç bitmediği bir okuldur.
Genç mimarlara kendilerini geliştirme konusunda ya da başarıya ulaşmaları için neler önerirsiniz?
Genç mimarlar; farklı bireyler olacaklarını ve çok çalışacaklarını bilmeliler. Mimarlıkta sıradanlığa ve tembelliğe yer yok. Araştırıp, inceleyip, gezip, görerek ne kadar çok kendilerini, vizyonlarını, hayal güçlerini geliştirirlerse o kadar adlarından, işlerinden söz ettirirler. Mekânları donatabilmek için; önce kendimizi donatmalıyız.