EIK Design Studio Konfor Odaklı Bir Ofis Tasarımı
EIK Design Studio kurucusu Esra İris Kestirengöz, kullanıcılarına verimli ve keyifli bir çalışma deneyimi sağlamak amacıyla tasarladıkları ofis projesini MAG Okurları için detaylandırıyor…
Bu projenizde sizi en çok motive eden, yönlendiren unsurlar nelerdi? Öncelikleriniz neler oldu?
Bu projede bizi en çok motive eden unsurlar, ofis mekânının mevcut fiziksel sınırlarını avantaja dönüştürerek kullanıcıların hem verimli hem de keyifli bir çalışma deneyimi yaşamalarını sağlama hedefiydi. Tasarım sürecinde önceliğimiz, çalışanların konforunu ve iş akışını optimize eden, aynı zamanda estetik ve işlevselliği dengeleyen bir ortam yaratmaktı.
Mekânın ihtiyaçlarına uygun olarak, iş birliği ve sosyal etkileşimi destekleyen tasarım çözümlemeleri yapıldı. Bu doğrultuda, “Bu ofis nasıl daha iyi çalışır, kullanıcıların hangi ihtiyaçlarına cevap verir, hangi atmosferde en iyi üretkenlik sağlanır ve bu atmosferin kimliği nasıl yansıtılır?” gibi temel sorulara odaklanarak çözüm ürettik. Ayrıca, ofisin dinamik yapısını destekleyecek şekilde esnek, kullanıcı odaklı ve yenilikçi tasarım öğeleri ekleyerek, çalışanların motivasyonunu ve memnuniyetini artıracak bir atmosfer yaratmak önceliklerimiz arasında yer aldı. Her detayda, ofisin sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda ilham veren, aidiyet duygusunu güçlendiren ve ekip kültürünü besleyen bir mekân olmasına özen gösterdik.
Renk seçimleri, kullanılan malzemeler, ışıklandırma, mobilya düzeni gibi, dikkat ettiğiniz tasarım unsurlarından bahseder misiniz?
Bu projede tasarım unsurlarını belirlerken, mekânın işlevselliği, estetik dengesi ve kullanıcıların konforu önceliğimiz oldu. Renk paleti olarak doğadan ilham aldık ve ahşap tonlarını koyu yeşil lake yüzeyler ile harmanlayarak mekânda doğal, sıcak ve sofistike bir atmosfer oluşturduk. Açık gri lake tonları ise dengeleyici bir unsur olarak mekâna ferahlık ve modernlik kattı.
Tasarımı desteklemek ve mekâna canlılık kazandırmak amacıyla, stratejik noktalarda bitkilere yer verdik. Bu bitkiler, yalnızca görsel bir katkı sağlamakla kalmadı, aynı zamanda çalışma ortamına daha sağlıklı ve huzurlu bir atmosfer ekledi.
Aydınlatma çözümlerinde ise kişisel ihtiyaçları ön planda tuttuk. Her kullanıcıya özel aydınlatma alternatifleri sunarak, bireysel odaklanmayı kolaylaştırırken, ortak çalışma ve toplantı alanlarında homojen, göz yormayan ve konforlu aydınlatma sağladık.
Mobilya düzeninde, bireysel çalışma alanlarının rahatlığı kadar, ekip içi iş birliğini ve toplantı düzenlerini destekleyen esnek çözümler geliştirdik. Bu yaklaşımla, ofisin her köşesi kullanıcıların hem bireysel hem de ekip halinde rahatça çalışabileceği bir deneyim sundu.
Alan planlaması konusunda nasıl bir strateji uyguladınız?
Alan planlaması yaparken, mekânın işlevselliğini ve kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkaracak bir strateji izledik. İki ayrı dairenin birleştirilmesiyle elde edilen geniş ofis alanını, açıklık ve akışkanlık prensipleri doğrultusunda tasarladık. Açık çalışma alanları, ekipler arasında iletişimi ve iş birliğini teşvik edecek şekilde ön planda tutuldu. Ofisin genel yapısında, cam bölmeler kullanarak alanlar arasında fiziksel sınırları minimumda tuttuk ve açık çalışma alanlarının hâkim olduğu bir düzen oluşturduk. Bu sayede, hem doğal ışığın ofis içinde serbestçe dolaşması sağlandı hem de ekipler arasında sürekli bir görsel ve sosyal etkileşim mümkün hâle getirildi. Ofisin her bölümünde, işlevsellik ve estetiği bir araya getirerek, çalışanların hem bireysel verimliliğini hem de ekip dinamiklerini güçlendiren bir alan kurgusu oluşturduk.
Tasarımda markanın kimliğini mekâna entegre etmek için hangi detaylarla ilerlediniz?
Tasarım sürecinde, markanın geçmişten günümüze taşıdığı güven ve köklü değerleri mekânın her detayına yansıtmayı hedefledik. Büyüme, gelişim ve yeniliklere açıklık; markanın temel dinamikleri olarak ele alındı ve bu anlayış, ofis tasarımının ana omurgasını oluşturdu. Tasarımda, markanın sadece ürünleriyle değil, aynı zamanda kurumsal kimliği, iş etiği ve profesyonel duruşuyla da bütünleşen bir atmosfer yaratmaya özen gösterdik. Bu doğrultuda, mekânın her köşesi, markanın güçlü, güvenilir ve ileriye dönük vizyonunu yansıtan unsurlarla şekillendirildi. Açık ve şeffaf alan kurgusu, markanın iletişime ve iş birliğine verdiği önemi vurgularken; doğal malzeme seçimleri ve dengeli renk paleti, köklü geçmişini modern dokunuşlarla geleceğe taşıyan kimliğini temsil etti. Bu yaklaşım, ofisi yalnızca bir çalışma alanı değil, aynı zamanda markanın değerlerini ve kültürünü hissettiren bir deneyim alanı haline getirdi.