© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Dulce Pontes “Türk Müziğinin Ruhunu Çok Seviyorum”

Dulce Pontes “Türk Müziğinin Ruhunu Çok Seviyorum”

Portekiz’in geleneksel mirası fadonun uluslararası yükselişinde isyankâr ve kendine has tavrıyla büyük rol oynayan ünlü şarkıcı Dulce Pontes muhteşem sesiyle 15 Ekim’de CSO Ada Ankara Ana Salon’da ilk kez müzikseverlerle buluşuyor. Özgün fado tarzıyla unutulmazlar arasına yer alan ünlü sanatçı mesleğine ve müziğe olan hislerini, heyecanını ve ruh halini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

 

 

Müzik, piyano ve dans eğitimi aldınız… Otuz beş yılı aşkın kariyeriniz nasıl başladı?

İlk tutkum piyanoydu. Dans, bale ve modern dans ile de ilgilendim. Yaptığım işi ve duygularımı etkili bir şekilde ifade etmeyi hep sevdim. Aynı zamanda yazmaktan ve müzikal tiyatrodan da çok keyif alıyorum. Bütün bu deneyimler ve eğitimler sonrası müzik, hayatımın odak noktası oldu.

 

Fado deyince dünyada anılan en önemli isimlerden birisiniz. Bu müzik ile sizi özdeşleştiren sizce neydi?

Farklı birçok müzik türünden etkilendim ve kariyerimin başlarında rock müzik söylüyordum. Klasik ve caz da çok ilgilendiğim tarzlar. Ben bir fado şarkıcısı değilim, fado da söyleyen bir şarkıcıyım. Bence fado çok özel ifade şekli olan bir müzik türü. Fado çocukluğumdan, ailemden ve yaşadığım yerden geldiği için keyif aldığım bir müzik türü. Amalia Rodrigues gibi adını dünya müzik tarihine yazdırmış eşsiz isimler benim de birçok dinleyici gibi ruhumu besliyor.

 

Sahnede hâlâ aynı heyecanı duyuyor musunuz?

Kesinlikle… Dinleyicilerin sesimle hayallere dalması hâlâ beni çok etkiliyor. Ben müziği bir yaşam biçimi olarak görüyorum. Benim hayatımın önemli bir parçası. Hiçbir zaman bir meslek gibi ya da iş gibi yapılması gereken bir şey olarak görmedim, aksine önce kendimin mutlu olduğu bir eylem şarkı söylemek.

 

Biz sahnede sizleri dinlerken büyüleniyoruz; siz performans sırasında nasıl bir ruh halinde oluyorsunuz?

Sesimden ve şarkılarımdan keyif alındığını görmek beni hâlâ bu kadar yıldır en çok mutlu eden şey. Ben caz müziğinde olduğu gibi kapıyı farklı yorumlara da açık bırakıyorum. Bazen farklı şarkı sonları ya da şarkılar arası farklı bağlantılar yapıyoruz.

 

Türk Müziğini dinleme şansınız oldu mu? Türkiye’den bildiğiniz ve tanıştığınız müzisyenler var mı?

Ben dünyadaki bütün ülkelerin kendine özgü müziklerini dinliyorum. Türk müziğindeki perküsyonlar ve müziğin ruhunu her zaman çok beğenmişimdir. Barbaros ile pandemi döneminde birlikte Instagram üzerinden bir yayın yapmış, birlikte şarkılar söylemiştik. Birçok dilde söyleyen çok iyi eğitimli bir ses.

 

Uzun bir aradan sonra Türkiye’ye geliyorsunuz. Ankara’da nasıl bir konser bizi bekliyor?

İlk albümüm Lagrima ya da Morricone ile söylediğim şarkılardan söyleyeceğim, çünkü hayatım ve kariyerim için önemli şarkılar ama farklı düzenlemeler ve yeni şarkılarımın da olduğu bir repertuvar hazırladım. Türkiye’de çok meraklı ve koşulsuz bir şekilde müziğe kendini bırakan bir dinleyici kitlesi var. 15 Ekim’de de Ankara’da tekrar uzun bir aradan sonra sizlerle buluşacağım için çok heyecanlıyım.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.