Dt. Güzin Kırsaçlıoğlu Dünya Nereye Gidiyor, Biz Hâlâ Ekibiz
COVID’den sonra hastalarındaki değişen şikâyetlere kısaca ışık tutan Estetik Diş Hekimi Güzin Kırsaçlıoğlu, diş hekimliğinde dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularına değiniyor.
X, Y, Z kuşağı hep birlikte çalışmak, üretmek ve geleceğe yön vermek. diyorsunuz. Geleceğe yön vermekle neyi kastediyorsunuz?
Gelecek, artık dijitalleşme ve yapay zekâ gündeminde. Bugün birçok şeyin geliştiği dünyamızda hastamızdan üç boyutlu tomografiler alıp, sonrasında dijital taramalar alınıp, daha sonrasında yapay zekâya “Buraya bir implant yerleştir” dediğimizde, yapay zekânın buraya dijital planlama yapabileceği bir dönemde yaşıyoruz. Tabii ki bu, yeni kuşağın çok rahatlıkla yapabileceği bir uygulama ama hastalarımıza sezgisel bakarken ve iletişim kurarken de bizim kuşağın kurduğu dil ve yöntemler yeni kuşak ile çatışabiliyor. Üstelik hastalarımızın; geçmiş bir kuşakta olmaları nedeni ile (yani implant taktığımız 60-70 yaş üstü hastalarımız), implant takmak istediğimiz dönemde bizim randevu ve tedavi süreçlerimiz ile ilgili uyumları ve istekleri, bu duruma yaklaşımları tabii ki üç dört nesil farkla ortaya çıkıyor. Tam bir cümbüş halindeyiz yani! Dijitalleştiğimiz bir süreçte hastalarımızla iletişimimizi dijital olarak kurduğumuzda onların bizim dilimizi anlaması, bizim onların dilini anlamamız açısından yeni yöntem, yeni çağ ve yeni metotlar gerekiyor.
Diş hekimliği bu kadar dijitalleşmeye başladı mı?
Elbette ki başladı. Örneğin; şu anda ekoloji ve sürdürülebilirlik de gündemde. Yani ölçü maddeleri, bunların transferi; şöyle düşünün ki karbon ayak izleri şirketlerin en çok dikkat ettiği unsurlar haline gelmeli ve bu anlamda hastamızdan bir ölçü aldığımızda; ölçü maddesinin bize kadar ulaşımı, ölçü alındıktan sonra bunun teknisyene gitmesi, teknisyende bunun alçısının dökülmesi, modelin elde edilmesi gibi süreçler dijitalleşme ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Hastadan aldığımız dijital ölçü bir e-posta yolu ile teknisyenimize aktarılmakta. Teknisyenimiz, laboratuvarında bunun üretimini yaptıktan sonra üzerine bir diş tasarlarken, eskiden metal destekli kaplamalar vardı. Şimdi zirkonyum kaplamalar ile bunların özel dijital ortamda tasarlanması vb. süreçler tamamen teknoloji ile sağlanmaktadır.
COVID sonrası hastalarınızda yaşadığınız değişiklikler nelerdir?
Yeni çağ dediğimiz noktada yeni rahatsızlıklar başladı. Şöyle ki; ağız kuruluğu belki de hastalarımızda en sık gözlemlediklerimiz arasında. Bunun dışında diş sıkma vakaları inanılmaz arttı ve dişler çatlıyor. Gece plaklarını bile kıran hastalarımız var. İnsanlar daha çok spora yöneldi, daha çok sağlıklı beslenmeye yöneldi, sağlıklı beslenme esnasında tüketilen çiğ sebzeler de dişlerde aşınmalara neden oluyor. Yaptığımız kaplamaların renkleri; vitamin kullanımından kaynaklı, tükürükteki renklenmeler sonucunda değişebiliyor. Bunlar COVID sonrası hastalarımızda gözlemlediğimiz şeyler. Tabii ki COVID sonrası aşı herkeste bir korku oluşturuyor, kabul; ama önlemleri de almak gerekiyor. Estetik diş hekimliği yapan bizler, hastalarımızın kendi fotoğraflarını çekmeleri sonucunda yüzlerini daha kolay analiz edebildiklerini görüyoruz ve yüzlerini analiz ettikleri için de bizden estetik beklentileri yükseliyor.
Eskiden estetik uygulamaları sadece ekran önünde olan insanlara mahsustu. Şu anda estetik uygulamaları kimler talep ediyor?
Çok keyifli bir konu bu, çünkü artık yeni bir görüntüyü, yeni bir gülüşü herkes istiyor ve bu esnada dişlerin estetikte sağladığı avantajlar görüldüğünde, yüz değiştiren diş hekimliği de en popüler konulardan birisi oldu. Yani yüzdeki asimetriyi, yüzdeki yaşlanmayı kimse istemiyor ve bunlardan kurtulmak istiyorlar. Bunun için de bize geliyorlar.
Ekolojik diş hekimliği nedir?
Yani artık ağızda ağır metale neden olan amalgam dolgular istenmiyor. “Dünya değişiyor, biz hâlâ ekibiz” derken kastettiğimiz konu şu: Her branş kendi içerisinde müthiş bir gelişim gösteriyor. Estetik diş hekimliği kendi başına bir gelişimde; yani lamina uygulayan hekim, kompozit lamina uyguluyorsa bu konuda spesifikleşip kendisini ve hastasını ifade edebiliyor. Porselen laminalar, yani yüz değiştiren diş hekimliğinde dişin görüntüsü ile birlikte yüzün görüntüsü de değişiyor. Bütün bunlar estetik diş hekimliğinin konusu haline geliyor ve burada da branşlaşma ortaya çıkıyor. Estetikte ekip halinde çalışırken, bir ekip üyemiz daha köşeli dişler ve düz yapı severken diğeri daha yuvarlak hatlar sevdiği için bunu uygulayabiliyor ve bu da bize hastanın isteğine göre çalışma şansı sağlıyor. Eğer hastamız köşeli bir diş istiyorsa bir arkadaşımız ilgilenebiliyor. Hastamız daha yuvarlak hatlı, renk olarak daha doğal renkler istediğinde ona göre bir tasarım sağlayan hekimimiz var. Yani dünya değişiyor, biz hâlâ ekibiz, çünkü ekip halinde çalışmak durumundayız. Ekip olmak, takım olmak, birbirine karşı anlayışlı olmak, sadakat ve bağlılık tabi kii olmazsa olmazlarımız. Enerjimizi bu noktada geliştirmek, bu konuda hep beraber çalışmak bize oldukça keyif veriyor.