Dr. Özge Banu Öztürk Soğuk ile Gençleşiyorum
Kontrollü bir şekilde ve sınırlı süre maruz kalınan kuru soğuğun pek çok faydasının olduğunu belirten Dermatoloji ve Kozmetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Banu Öztürk, kriyo kabinlerin kullanıldığı durumları örneklendiriyor.
Cildimizin çok önemli görevlerinden birisi de termoregülasyon; yani vücut ısısının ortalama 36, 37 derecede korunmasında hayati önemi var. Peki, cildimizi belli süre donmadan soğutursak neler olur? İşte bu sorunun yanıtı ilginç, çünkü özellikle Rusya, Kuzey Avrupa ülkeleri gibi ülkelerde “winter swimming” yani kışın soğuk deniz veya okyanusta yüzme adeti çok yaygın ve vücut direncini artırmak, hastalıklara yakalanmamak, ağrılardan kurtulmak amacıyla, halkın yerleşik kültürel alışkanlıklarından biri olmuş…
Modern tıp hekimleri, bu teorinin altında bir gerçeklik var mı diye araştırmışlar ve kuru soğuk hava kabinleri (kriyo kabin) geliştirmişler. Uygulamaya, “tüm vücut kriyostimülasyon/kriyoterapi” demişler. Bu tedavinin altında hormesis teorisi yatıyor. Yani düşük dozda strese bedenin verdiği iyileşme yanıtı. Yöntem uzun yıllardır biliniyor ve uygulanıyor. Mesela Japonya’da kas ağrılarını ve romatizmal eklem ağrılarını geçirmek için 1970’lerden itibaren bu kabinlerde kuru sıvı nitrojenle (+3; -110 °C), bir ila üç dakika süreyle kriyostimülasyon tedavisi başarıyla uygulanmış. Daha sonra da tüm dünyada yaygınlaşmaya başlamış…
En çok artrit, fibromiyalji, ankilozan spondilit, egzersiz sonrası kas yaralanmaları gibi ağrılı durumların tedavisinde kullanılsa da son yıllarda sedef, atopik dermatit, zayıflama, metabolizmanın düzenlenmesi, selülit, depresyon, kaygı bozuklukları, antiaging tedaviler ile vücut direncinin ve sporcuların performansının arttırılması amacıyla kullanılır hale gelmiş. Yapılan çalışmalarda; kuru soğuk hava ile -120 ila -150 derecede kontrollü bir şekilde bir ila dört dakika maruziyet sonrası, beyinde ve kanda bağışıklık, hücre sayısında anlamlı artış, hücresel ve humoral bağışıklığın arttığı, sempatik sinir sisteminin uyarıldığı görülmüş. Atopik dermatitli kişilerde kuru kaşıntının anlamlı derecede azaldığı, uyku kalitesi ile yaşam kalitelerinin arttığı, egzama ataklarının azaldığı saptanmış. Sedef hastalarında, sedef plaklarında düzelme görülmüş. Soğuk maruziyetinden hemen sonra, kan dolaşımının artışı sonucu selülitte anlamlı azalma, kas tonusunda artış, metabolizmanın hızlanması ile kilo kaybı da izlenmiş.
Özetle; ilginçtir ki kendimizi sıklıkla sakındığımız kuru soğuğa, kontrollü bir şekilde, bir kabin içinde, sınırlı sürede maruz kalmamız aslında pek çok durumda bize faydalı görünmekte. Ülkemizde de kriyo kabin ile tüm vücut soğutma tedavileri başladı. Kriyo kabinleri gelecekte; kas ağrılarında, kas tutulmalarında, romatizmal eklem ağrılarında, bazı cilt hastalıklarında, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, kilo kontrolünde, sistemik antiaging olarak tercih edeceğiz gibi görünüyor.
