Doç. Dr. İbrahim Sakçak Fast Tract ile Obezite Tedavisi
Doç. Dr. İbrahim Sakçak, obezite tedavisinde cerrahi yöntemlerin önemini ve son yıllarda uygulanan “fast tract” yönteminin sağladığı hızlı iyileşme sürecini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Obezite ve fazla kilolar, sağlıklı yaşamın önündeki en büyük engellerden biridir. Bu engellerden kurtulmak, obezite ameliyatları ile mümkün olabilmektedir. Obeziteye otuz iki farklı hastalık eşlik etmektedir ve fazla kilolar verildiğinde bu hastalıklardan da kurtulmak mümkündür. Obeziteye eşlik eden hastalıkların başında Tip 2 diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastalıkları, polikistik over sendromu, reflü özofajit, gonartroz (dizlerde kireçlenme), bel fıtığı, horlama ve uyku apne sendromu (uykuda nefes durmaları) gelmektedir. Bu hastalıkların her biri, sağlıklı yaşamı ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Obeziteden kurtulmanın birçok yolu vardır. Bu yollar arasında en etkili ve kalıcı yöntemler, cerrahi yöntemlerdir. Günümüzde obezite tedavisinde cerrahi yöntemler rutin hale gelmiştir. Obezite cerrahisini kısa sürede ve güvenle yapmak, sağlıklı yaşama hızla dönmeyi sağlar.
Cerrahi tedavi yöntemleri, uygulanan teknik ve cerrahın tecrübesine göre farklılıklar göstermektedir; ancak en iyi sonuçlar, fast tract (hızlı iyileşme) ameliyatları ile elde edilmektedir. Fast tract ameliyatlarında, kısa süren, ağrısız ve drensiz ameliyatlar yapılarak, çabuk iyileşme ve erken normal yaşama dönüş sağlanmaktadır. Bu ameliyat yöntemi, kalın bağırsak, rahim, yumurtalık ve mide ameliyatları gibi pek çok hastalığın cerrahisinde uzun yıllardır uygulanmaktadır. Böylece hastalar, daha konforlu bir ameliyat ve hastane süreci yaşayarak iyileşmektedir.
Obezite tedavisinde fast tract ameliyat yönteminin uygulanması fikri, diğer ameliyatlardaki olumlu sonuçlardan sonra gündeme gelmiştir. Obezite için uygulanan fast tract yöntemiyle, genel anestezi alan hastanın kesi yerlerine yapılan ek lokal anestezi sayesinde ağrı hissi olmadan uyanması ve birkaç saat içinde ayağa kalkıp hareket etmesi mümkün olabilmektedir. Bu durum, gelişen cerrahi enstrümanlar ve deneyimli bir cerrahın bunları kullanmasıyla gerçekleşir. Klinik olarak bu yöntemi yaklaşık bir yıldır uygulamaktayız ve sonuçlarının memnuniyet verici olduğunu görmekteyiz. Böylece obezite cerrahisine karşı oluşan ön yargılar ve endişeler giderek azalmaktadır. Bu durumu, cerrahi tedavi uyguladığımız hastaların yakınları ve çevresindeki kişilerin, korku ve endişe duymadan cerrahi yöntemleri kabul etmeleriyle gözlemlemekteyiz. Yüz yirmi kilogram ağırlığında olup, birçok kilo verme yöntemini denemiş ancak sonuç alamamış ve bu nedenle kliniğimize başvuran hastalar, bu izlenimimizi güçlendirmektedir.
Ameliyat sonrası erken ayağa kalkan hastalarda emboli riski en aza inmekte ve iyileşme daha hızlı gerçekleşmektedir. Fast tract ameliyatlarda genellikle dren kullanılmaz. Dren, karın içinde toplanabilecek sıvıları dışarı almak için kullanılır ancak, drenler kolaylıkla tıkanabilmekte ve yanlış bir güven hissi oluşturabilmektedir. Oysa insan vücudu dinamik bir yapıya sahiptir ve karın içini örten periton, bu sıvıları emerek adeta bir dren görevi görmektedir. Bu nedenle dren gerekliliği ortadan kalkmaktadır. Bu tür hızlı bir cerrahi ve hızlı iyileşme sonucunda hasta, erkenden sosyal yaşama ve işine dönebilmektedir.
Sonuç olarak, obezite, çağımızın bir hastalığıdır ve obeziteden kalıcı olarak kurtulmak cerrahi tedavi yöntemleriyle mümkündür. Cerrahi yöntemler, fast tract olarak uygulandığında ise bu süreç daha konforlu bir şekilde atlatılabilmektedir.