Çocukların Eğitimdeki Güven Kapısı
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu; deprem felaketinin ardından, şeffaflık ilkesiyle yaptıkları çalışmaları ve TED’in dünü ile bugününü MAG Okurlarıyla paylaşıyor…
Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin ardından Millî Eğitim Bakanlığı eğitim konusunda pek çok uygulama başlattı. Peki, Türk Eğitim Derneği’nin bu konuda yaptığı çalışmalar nelerdir?
Yaşadıklarımızın atlatılması zor, yaraların sarılması vakit alacak; ancak bu felakette de gördük ki toplumsal reflekslerimiz güçlü. 6 Şubat Depremi için “Yüzyılın Felaketi” ifadesi kullanılıyor. Doğru. Yüzyılın felaketi ile karşı karşıya kaldık. Deprem ve hemen ardından yaşanan sel baskını ile zorluklar katlandı. Ben Türkiye’nin en köklü eğitim sivil toplum kuruluşunun genel başkanı olarak sorumluluk kelimesinin altını çizmek isterim. Bizim alanımız sivil toplum. Sivil toplum sorumluluğunda çocuklarımızın nitelikli eğitime kavuşması. Biz de 6 Şubat sabahı itibarı ile hızla hareket aldık. Genel merkezimizde deprem koordinasyon ekibimizle AFAD’ın bilgi ve yönlendirmesiyle ihtiyaç sahibi alanları ve bölgeleri tespit ederek alana ulaştık. Tüm TED kurumlarının yardım toplama merkezi haline geldiği süreçte; toplam kırk bir yardım tırı (on üç tır su, sekiz tır gıda, yedi tır ısınma, beş tır giyim, dört tır muhtelif, üç tır hijyen malzemesi, bir tır un) ulaştırdık. Üç mutfak kurulumu gerçekleştirerek sıcak yemek temin ettik. Bir fırın kurulumu ile taze ekmek dağıtımı yaptık. Günlük kırk üç bin beş yüz kişiye yemek, bölge okullarımızda binlerce depremzedeye barınma hizmeti sağladık. En önem verdiğimiz nokta şeffaflık. TED koordinasyonu ile bölgeye gönderilen yardım içerikleri, şeffaflık ilkesi gereği her gün kamuoyu ile düzenli olarak paylaşıldı.
Okullarımız içinse öğrencilerin nakil süreçleri hızla devreye sokuldu. Bugün itibarıyla Türkiye genelinde yaklaşık bin beş yüz öğrencinin farklı TED okullarına nakli gerçekleştirildi. Eğitim ve öğretimleri aksamadan devam ediyor.
Ayrıca yıllardır süregelen “tam eğitim bursu” sınavımızı bu yıl için iptal ederek, bu alan için ayırdığımız kontenjanı depremzede öğrenciler için kullanma kararı aldık. Bu kapsamda “Deprem Geleceğimizi Yıkmasın” kampanyası başlatarak, afette ebeveyn kaybı yaşamış çocuklarımız için hazırladığımız çalışmayı hayata geçirdik. Millî Eğitim Bakanlığının tespit edeceği öğrencilerden ilk ve ortaöğretim seviyesindekileri biz, yükseköğretim aşamasındaki öğrencileri ise Türk Eğitim Vakfı destekleyecek. Bunun için başlattığımız yardım kampanyasının detaylarına www.ted.org.tr adresinden ulaşılabilir. Herkes bize “Ne yapabilirim?” sorusuyla geliyor. Yanıtımız belli: Çocuklara kucak açın. Bir elleri boşta kalan çocuklarımızın diğer ellerini biz tutalım. Bugün biz tutmazsak yarın istenmeyen gruplar, örgütler bu çocukların etrafını hızla saracak. O yüzden lütfen kampanyamız incelensin. Şeffaf yürütülecek bu süreç için herkesi katkı sunmaya davet ediyoruz.
TED eğitimcileri, mezunları, çalışanları ve velilerinin bu konuya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sivil toplum, gönüllülük işi. Bizim çok büyük bir gönüllü kitlemiz var. Bu insanlar kendi profesyonel iş yaşamları dışında gerektiğinde ailelerinden, kendilerine ayıracakları özel zamandan kısarak TED için emek harcıyorlar. 6 Şubat’tan itibaren velilerimiz, mezunlarımız, gönüllülerimiz, çalışanlarımız ve altını çizmek isterim öğrencilerimiz ile koordine olduk. Hatta herkes kendi okulunda bir sistem içinde birleşerek ne yapabileceklerine ilişkin genel merkezi bilgilendirdiler. Böylelikle iş bölümünü hızla tamamlayıp neredeyse felaketin olduğu her alana ulaşabildik.
Depremden etkilenen öğrenciler ve velileri olmak üzere, nakil oldukları okullardaki öğrencilerle uyumlarını sağlayacak nitelikte psikososyal destek hizmetleri verilmeye başlandı. Tüm öğrencilerimizin sağlıklı gelişimleri ile iyi olma hallerini koruyacak bir okul iklimi uzmanlarımızca oluşturulmaya gayret ediliyor.
Peki, doksan beş yıl önce kurulan TED’in projelerinden bahseder misiniz? Dün nasıldı bugün neler oldu?
Bize çok büyük bir miras, bir o kadar büyük bir sorumluluk bırakıldı. Bunun bilinciyle doksan beş yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde hayata geçirilen tüzüğümüzde yer alan üç büyük hedef ve bir kıymetli kural ile ilerliyoruz.
ï Türkiye’nin uygun olan her ilinde millî, dünya insanı yetiştirmek üzere yabancı dilde eğitim veren okullar açmak.
ï Maddi olanaksızlıklar içindeki başarılı çocukları keşfederek onlara nitelikli eğitim sunmak.
ï Ülkenin eğitim sistemi için politikalar üretmek.
Türkiye’de görünürlük sağlayan kadın köy öğretmenlerine yönelik “Eğitimin Sigortası Öğretmenlerimiz” projemizi başa çekmek isterim. Millî Eğitim Bakanlığı, Türk Eğitim Derneği ve Zurich Vakıf ortaklığında yürüttüğümüz çalışmada, mesleğinin ilk yıllarında köylere atanan kadın köy öğretmenlerini eğitime alıyoruz. Onları sosyal ve kişisel gelişim yönünden desteklerken, merkezdeki öğretmenlerden geri kalmamaları için yönlendirmeler yapıyoruz. Elli öğretmen ile başladığımız projemizde bugün dokuz yüz otuz sekiz öğretmenimiz var. 2020’den 2022’ye dünyayı etkisine alan pandemi krizine karşı “Okulları Açın Okul Sokaktan Daha Güvenli” kampanyasını yürüttük. Kısa bir süre sonra kampanyanın etkisi ile okullarımız belli oranda da olsa açıldı, çocuklarımız sınıflarına ve yüz yüze eğitime döndü. Geçtiğimiz yıl ise salgın kadar önemli bulduğumuz “Dijital Obezite” konusunu Uluslararası Eğitim Forumu’muzun başlığı olarak seçtik. Bunun için dünyanın en önemli fütüristlerinden Gerd Leonhard başta olmak üzere, alanında uzman isimler bir araya geldi. Konda ile birlikte bir ilki gerçekleştirdik ve Türkiye’nin siyasi hafızasında eğitim vaatlerini çıkardık, vatandaşa “Seçimin kaderi eğitimin vaatlerine mi bağlı?” sorusunu sorduk. Seçmen, eğitim sisteminden ne istiyor, ne bekliyor sorusunun yanıtını Türkiye’de ilk kez biz ortaya koyduk. Son olarak sınav sistemine ve sınav baronlarına karşı yürüttüğümüz sınav karşıtı bir kampanya hazırladık. Bunun için, “Ciao Bella” şarkısının müziği üzerine yeni sözler yazdık. “Sınavların Gölgesinde Eğitim Sistemi” raporunu yayınladı. Öğretim programları ve ders işleyiş biçimleri anlamlı bir öğretme-öğrenme yaklaşımı çerçevesinde tasarlanmalı, ezbere dayalı içeriğin aktarılması yerine erken yaşlardan itibaren çocuklara yaşam becerilerinin kazandırılması önceliklendirilmelidir dedik. Tüm bu çalışmalarımıza sanat camiası da elini uzatıyor. Bu bizim için çok kıymetli. İlk olarak, 8 Nisan’da TED Gençlik Korosu ve Borusan Quartet, İş Sanat Kültür Merkezi’nde bir konser verdi. Ardından 5 Mayıs’ta Hadise, Volkswagen Arena’da depremzede çocukların eğitimlerine destek olmak adına konser verecek.
Cumhuriyetin yüzüncü yılında TED’in hedefleri nedir?
Hedef çok… Öncelikli olarak Tekirdağ ve Çanakkale okullarımızı açacağız. Özellikle depremde anne baba kaybı yaşamış çocukların eğitim yaşamlarının kesintisiz sürdürülmesi için çalışmamız sürecek. Sanat dünyasının önemli isimleri bizimle el ele bu çocuklara yardım kararı aldı. Onlar çocuklarımız yararına konserler vermeye başlayacak, biz de onların eğitim yaşamları boyunca yanlarında olmaya devam edeceğiz.