Beypazarı Maden Suyu Yönetim Kurulu Üyesi Bilge Ercan, İş Hayatındaki Başarılarını Anlattı.
Sektöründe lider olan %100 yerli bir firmanın içinde yer almanın gurur verici olduğunu belirten Beypazarı Maden Suyu Yönetim Kurulu Üyesi Bilge Ercan, iş hayatındaki başarılarını ve çalışmanın kendisine kazandırdıklarını paylaşıyor.
Kendinizden bahseder misiniz?
1985 doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimlerimi ailemin yanında tamamladıktan sonra, Bilkent Üniversitesi İşletme ve Bilgi Yönetimi Bölümünü 2009 yılında bitirdim. Okul dönemim boyunca çeşitli büyük şirketlerdeki staj deneyimlerimden sonra, asıl hedefimiz olan aile işletmemizin işleyişine dahil oldum. Eşim de Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu. Bir kız ve bir erkek olmak üzere iki çocuğumuz da bu hayatımıza eşlik etmekteler.
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Asla vazgeçemem dediğim bir şeyin olmamasına özen gösteriyorum aslında. İnsan zamanla değişir; onunla birlikte huyu ve alışkanlıkları da değişir. Ancak, doğru bildiğim işi yapmak, hayalimi gerçekleştirmek için çabalamak ve tüm insanlığa faydalı olacak işlerin içinde bulunmak benim için önemlidir.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Ne mutlu ki artık her alanda ve sektörde kadın çalışan görüyoruz. Vizyon sahibi, güçlü, kendinden emin kadınların var olduğunu görmek benim için gurur verici. Kendime rol model aldığım, alanında çok başarılı kadın girişimciler de var tabii ki. İş hayatına yeni başlayacaklar içinse diyeceğim; nerede ya da hangi alanda iş yaparsanız yapın, elinden gelenin en iyisini yapmak için uğraşan herkes başarılı olacaktır.
Çağdaş kadını tanımlar mısınız? Çağdaş kadın hangi özelliklere sahip olmalı?
Atatürk’ün biz kadınlara verdiği haklar, yaptığı yenilikler, devrimler ve laiklik yolunda ülkeye kattığı birçok şeyle birlikte “çağdaşlık” da gelmiştir. Kişilerin çağdaşlığı, düşünce ve dilde kendisini gösterir. Eğer toplumda insanlar düşünceleriyle var olabiliyorsa, çağdaş bir toplumdayız demektir ve çağdaşlığın kadını erkeği olmaz. Toplumsal bir olaydır.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahsedebilir misiniz?
Kendine inanan, yılmayan, pes etmeyen, yaptığı işi doğru yapan insanlar ne kadar zorlukla da karşılaşsa elbette hak ettiği yere zamanla gelecektir. Ancak, gerçek bir gözle bakıldığında kadınların iş hayatına 1-0 geride başladığı doğrudur. Çünkü kadın hem anne hem eş hem de çalışan rolünü tümüyle üstlenmektedir. Her iki cinsin de başarılı olması, arkasında duran eş ile ilgilidir. Kadın ve erkek birbirine gerçekten destek olur, sorumlulukları eşit olarak paylaşırlarsa, her ikisinin de aşamayacağı engel kalmayacaktır.
İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
İşimizin olduğu yerde yaşıyoruz. Çünkü zaman, yolda harcanamayacak kadar değerli. Beypazarı küçük bir ilçe; bunun getirdiği avantajlar ve dezavantajlar elbette var. İşimin evime yakın olması, çocuklarımla birlikte daha çok vakit geçirmem için fırsat sağlıyor. Ayrıca ilçenin kendine münhasır yapısı ile, büyük şehirlere kıyasla, çocukları kontrol altında tutmak kolaylaşıyor. Sosyal aktivitelerimizi genelde pazar günleri birlikte gerçekleştiriyoruz.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Her şeyden önce, 1957 senesinde emek verilerek sıfırdan kurulmuş, geliştirilmiş, büyütülmüş ve sektöründe lider olmuş %100 yerli bir firmanın içinde yer almak gurur verici benim için. Çalışmak ve üretmek insana değer kazandıran, var olduğunu hissettiren bir şey.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü; dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor?
Sizin bu güne özel bir mesajınız var mı?
Önemli olanın, bir günün kadınlara atfedilmesi değil, kadının da insan olarak değerinin bilinmesi ve bu bilinçle davranılması olduğunu düşünüyorum. Sizin aracılığınızla tüm kadınların gününü kutluyorum.