Beyaz Balina
Çekim ekibimizle sürüş izlenimi için seçeceğimiz aracı düşünüyoruz ve yine her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Her ne kadar hepimizde değişik marka, model ve sınıfta araçlar önersek de herkesin amacı aslında aynı. Test aracımız farklı, çekici ve heyecanlı olmalıydı. Tercihler arasında Jaguar XJ serisinde karar kılmak bu açıdan çok da zor olmadı. Şimdi sırada ülkemizde az sayıda ithal edilen bu ender otomobili bulmak vardı… Peki o kadar şanslı mıydık?
Hayır… O kadar da değil, biz daha da çok şanslıydık. Çünkü XJ serisi bulmakla kalmadık, direksiyonuna geçip unutamayacağımız bir sürüş deneyimi de yaşadık.
Görsel açıdan bu otomobil için kesinlikle klasik bir Jaguar diyemem fakat safkan bir İngiliz diyebilirim. Aracın tasarımı, agresif bakışları, İtalyan Maserati tarzında şık ve spor sürücü kokpiti ile sınıfında çizgi dışı bir görüntü sunuyor. Uzun gövdesi, 19 inç’lik jantları ve krom kaplı ön ızgarası ile hantal mı spor mu çelişkisi ile bizi baş başa bırakıyor. (Tabii ki bu çelişki gaz pedalına dokundukça netlik kazanıyor) Ayrıca etraftan gelen meraklı bakışlarda otomobilin karnesine artı bir not olarak yansıyor.
Aracın uzunluğu 5122 mm. bu rakam sınıfının ikinci en uzun aracı olduğunu gösteriyor. Genişliği ise 1894 mm, yani sınıfında genişlik açısından üçüncü sırada, tıpkı 3032 mm’lik dingil mesafesinde olduğu gibi.
Kullandığımız model XJ serisinin Premium donanımlı 3.0 Dizel versiyonu. Sürücü koltuğuna oturduğumda çift görüntülü 8”lik dokunmatik ekran genişliği beni ilk etkileyen detay oluyor. Gösterge panelinin tamamının dijital bir ekrandan oluşmasına mı şaşırsam, yoksa vites yerine konumlandırılmış oval butonun (JaguarDrive Vites Mekanizması), aracın kontak anahtarı yerine kullanılan START/STOP tuşuna bastığınızda yukarı doğru yükselerek elinize oturmasına mı, inanın bende bilemedim…
Butonu sağa doğru çevirerek vitesi “D” konumuna getiriyorum ve yolculuğa başlıyoruz. Bu dakikadan sonra, kabine en ufak bir ses taşımayan 3.000 cc’lik V6 Dizel motor, hassas gaz pedalı ve başarılı tepkiler veren direksiyon simidi bende adeta bir orkestra şefi duygusu uyandırıyor. İşte şimdi tüm enstrümanlar özel bir sürüş izlenimi için bize odaklanmış durumda.
Süratli girdiğimiz tatlı sert virajları ne siz ne de yanınızdakiler hissediyor. Ara hızlanmaları 0’dan 100 km’ye çıktığı kadar tatmin edici. Her ne kadar fabrika verileri 6.4 saniyede 100 km.’ye ulaştığını söylese de gaz pedalını köklediğinizde bu rakamın altına inebileceğinizi anlamak çok geç olmuyor. Özetle 275 bg V6 motor, 1796 kg’lık bu balinayı yeterince iyi kaldırıyor. Ortalama 7.0 litre yakıt tüketimi sınıfına göre normal görünüyor. Genellikle bu sınıftaki bir araca göre süspansiyon sertliği oldukça iyi. Özellikle ülkemizdeki yol şartları göz önünde tutulduğunda yeni nesil dinamik ayarlı diye tabir edilen süspansiyon ayarı konforlu bir yolculuk için oldukça ideal sertlikte ayarlanabiliyor.
Bunun yanında 6 ileri manuel modlu otomatik şanzıman, vites geçişlerini size hiç hissettirmeyerek konforlu kullanıma büyük oranda katkı sağlıyor.
Aracın ebatlarına göre arka koltukların yolculara sunduğu diz mesafesinin yeterince başarılı olmadığı kanaatindeyim. Öyle ki bu sınıfta daha geniş diz mesafesi sunan rakipleri yok değil. Tabii test aracımız SWB versiyonu yani kısa şasi modeli. LWB kısaltması ile temsil edilen long versiyonu arka yolcular için ekstra 125mm’lik diz mesafesi ile çok daha başarılı bir konfor sunuyor. Buna karşılık SWB olan test aracımız arka koltuklarda en az ön koltuklar kadar rahat ve konforlu bir yolculuk imkanı sunuyor.
Aracın kapı kollarında yer alan cam butonları en az ayna ayarları için yine kapı kollarına yerleştirilen kumanda düğmesi kadar klasik. İnsan bu sınıftaki bir Jaguar’dan daha fazlasını beklemiyor değil. Kokpitin en üst noktasına konumlandırılmış havalandırma ızgaralarının yuvarlak bir şekilde tasarlanması sürücüye olduğundan daha spor bir otomobilin direksiyonunda hissi uyandırıyor.
Klima kontrol ünitesi, sürücü ve ön yolcu için çift bölge sıcaklık kontrolü ve iki bölgeli sistem içeriyor.
İç mekan tasarımında beklide bu kadar çok maun kaplamanın kullanıldığı bir başka otomobil yoktur. Kokpitte dahil olmak üzere tüm kabin deri döşeme lüks ve şık bir tasarıma kavuşmuş. Ayrıca koltukların görselliği de konforu kadar başarılı. Cam tavanın en çok yakıştığı araçlardan biriside XJ diye düşünüyorum. Rakiplerinde en iyi ihtimalle opsiyonel olan fakat XJ’de standart olan bu özellik araca hem keyifli ve ferah bir sürüş hem de spor bir duruş katmış.
Araç hakkındaki masa başı araştırmalarım esnasında; gerçek dünyada gerçekleştirilen kapsamlı testlerinin yanı sıra, XJ’nin geliştirilmesinde “sanal” testler de yoğun olarak kullanıldığını öğrendim. Bu testlere toplamda 7.000 adet sanal çarpma testi ve 1,5 milyon kilometreden fazla sanal sürüş dahil edilebilirmiş. Söz konusu testler sayesinde programın çevresel etkileri büyük ölçüde azaltılırken, sadece fiziksel test ile toplanabilecek veriden çok daha fazlasının toplanması sağlanmış.
XJ’nin güvenlik sistemleri arasında son derece gelişmiş hava yastığı ve koltukta oturan kişiyi algılama sistemi, sektöründe öncü yaya temas algılama sistemi, acil durum fren yardımı ve isteğe bağlı kör nokta monitörü bulunmaktadır.
Jaguar XJ’nin en önemli rakiplerinin üçünün de Alman olması ilginç. Bunlar; Audi A8(3.0 TDI), BMW 730d ve Mercedes Benz S 350 CDI.
XJ’nin rakiplerine göre en önemli artıları performans, yakıt tüketimi ve alışılmışın dışında olmak olabilir. Fiyat konusunda hemen hemen rakiplerine göre 10.000 Euro daha ucuz olan XJ, genç ya da orta yaşlardaki iş adamları için kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir tercih.
Fotoğraf: Çağlar SARI
Teknik yardımcı: B. Göktuğ TÜZÜNER