A Design Mimarlık Nötr Tonlarla Zamansız Mekânlar
A Design Mimarlık’ın kurucusu Ayşe Altunok Taştan, mimarlık kariyerinin başlangıcından bugüne kadar olan yolculuğunu, tasarım felsefesini ve projelerindeki yenilikçi yaklaşımı MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Eğitim ve çalışma alanlarınıza da değinerek firmanızın kuruluş hikâyesini paylaşır mısınız? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
2009 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesinden mezun oldum. Üniversite yıllarından 2014 yılına kadar deneyim kazanmak için farklı mimarlık ofislerinde çalıştım. Mimarlığı, tüm alan ve yapıların aleminde sayısız tasarım ihtimali varken, proje mimarı ve alan sahibinin iş birliği neticesinde boyut kazanma hikâyesi olarak tanımlıyorum. Ben de boyut kazanma hikâyelerini kendi merceğimden yorumlamak için 2014 yılında A Design Mimarlık’ı kurdum. A Design Mimarlık tasarım alanının farklı alt bileşenlerinde faaliyet gösteriyor. Tabii ki iç mimari bunun ana lokomotifi. Tasarım alanlarımızın büyük bir dilimini, büyük ölçekli konut projeleri, villa, ofis ve karma kullanım projeleri oluşturmakta.
Geçmiş projelerinize bakıldığında sıklıkla nötr tonlarda tasarımlar yaptığınız görülüyor. İmza niteliğinde bir tarzınız olduğu söylenebilir mi?
Evet, imza niteliğinde bir tasarım tarzımızın olduğu söylenebilir. Her mimarın ilham parametrelerinin farklı olduğunu düşünüyorum. Benim ilham kaynağım ise bize sunulan kusursuz doğadır. Doğayı incelerken kusursuz bir işleyiş, müthiş bir uyum ve senkronize bir oluşum gözlemliyorum. Bunları ortak bir paydada topladığımda zamansızlık kavramı bende baskın oluyor. Biz de projelerimizde temiz, yatay ve dikey hatlar, akışkan bir tasarım, tam da sizin vurguladığınız gibi nötr renk paleti kullanarak daha zamansız mekânlar yaratmaya çalışıyoruz. Aslında tüm projelerimizin genelinde ortak anlatım dili kullanınca, projelerimiz A Design Mimarlık’ın imza niteliğini taşıyor.
Projelerinizde en çok dikkat ettiğiniz veya sizce dikkat edilmesi gereken nokta nedir?
Projelerde en çok dikkat ettiğim ve edilmesi gerektiğini düşündüğüm nokta, doğru analizdir. Müşterilerimizi, onların isteklerini ve uygulama yapılacak mekânı doğru analiz etmek, yani doğru anamnez almak, bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Projelerinizde tasarım süreci nasıl ilerliyor? Teknolojinin, projelerinizdeki yenilikçi çözümleriniz üzerinde rolü nedir?
Sürecin ilk aşaması müşterilerimizle tanışmak ve kendi proje vizyonumuzu tanıtmaktır. Alınan tüm veriler ve mekânın bize sunduğu sınırlar doğrultusunda mekânsal yerleşim projelerini oluşturuyoruz. Müşterilerimizin isteklerini kendi merceğimizle değerlendirip ortak bir konsept belirleme aşamasına geçiyoruz. Mutlaka bir ana baz, konsept dili oluşması için ya bir form, ya bir doku ya da bir vurgulu malzeme belirliyoruz ve tüm tasarım alanlarına bu tasarım dilini yaymaya çalışıyoruz. Bu süreçte projemizin en önemli parametresi olan bütçe planlamasına uygun olarak kullanılacak malzemelerin, hareketli mobilyaların, yardımcı ürünlerin ve projemizin noktası anlamına gelen aksesuarların markalarını ve çözüm ortaklarını belirliyoruz. Sonraki aşamada, tüm seçimleri ortak renk skalasında birleştirip, sunum projesi aşamasına başlıyoruz. Teknolojinin getirileriyle, hem müşteriye sunum projelerimizi hazırlıyoruz hem de malzeme oluşturma ve uygulama teknikleriyle kusursuz projeler yapmaya çalışıyoruz. Bu yüzden teknolojinin bize ve mekâna ilişkin yenilikçi fikirlerimizi gerçekleştirme aracılığını çok fazla önemsiyoruz.
Tasarımlarınızda renkleri nasıl dengeliyorsunuz? Renklerin kullanımının öneminden bahseder misiniz?
Renkleri, mekânların duyguları olarak tanımlıyorum. Yani renkleri kullanarak istenilen duyguyu tasarım yoluyla kişiye aktarabilirsiniz. Sıcak renklerle huzurlu, keskin ve soğuk renklerle otoriter, nötr ve pastel tonlarla sakin, koyu renklerle resmî ve çok renkli bir tasarımla daha dinamik, eğlenceli ve bohem bir etki oluşturabilirsiniz. A Design Mimarlık olarak, sakin ve zamansız mekânlar tasarlamak için nötr ve pastel tonlarını sabit alanlarda, daha canlı renkleri ise değiştirilebilir, hareketli alanlarda kullanmayı tercih ediyoruz, çünkü mekân sahibinin duygu ve algıları zamanla değişebiliyor. Biz de müşterilerimize küçük alanlarda tasarım dilini bozmayacak şekilde esneme alanları sağlamış oluyoruz.